Yayınlanma Tarihi: 08 Kasım 2019 Cuma

”Tek Sağlık” Konulu Panel Gerçekleştirildi

Üniversitemiz Meslek Yüksekokulları Kampüsü Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam moderatörlüğünde “Tek Sağlık” konulu panel düzenlendi.

Gerçekleştirilen programa Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ömer Sobacı, Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mesut Sezikli, Çorum Veteriner Hekimler Odası Başkanı  Arif Akar, öğretim elemanlarımız ve öğrencilerimiz katıldı.

Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, panelin açılışında yaptığı konuşmada, sağlık alanının önemli bir güvenlik konusu olarak ele alınması gerektiğini belirterek bu doğrultuda sorunları ortaya çıkmadan bertaraf edici mahiyette proaktif yöntemlerle, gereken tedbirlerin alınmasının büyük önem arz ettiğini vurguladı.

Modernleşmeyle birlikte değişimlerin ve bunun sonucunda elde edilen avantajların daha çok konuşulduğunu anlatan Prof. Dr. Öztürk, “Ancak her değişim ve dönüşüm, avantajların yanında bazı dezavantajları da beraberinde getirmiştir. Modern toplumun en önemli taşıdığı olumsuz yönlerden birisi güvenlik ama bunu biraz daha açtığımızda sağlıkta güvenliktir. Sorunlarla karşılaşılmadan, proaktif yöntemlerle önleyici tedbirleri almaktan başka bir yolun olmadığını düşünüyorum.” diye konuştu.

Tek sağlık bakışının, sağlıkla ilgili bütün bileşenleri ve aktörleri bir araya getiren yaklaşım olduğunu ifade eden Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“Buradan hareketle modern toplumda her bilim dalının ya da sağlıkla ilgili çalışma yapanların birbirlerinden kopuk olması nedeniyle sorunların çözümünde sonuç üretememe gibi bir durumla karşı karşıya kalınması durumu ortaya çıkmaktadır. Sadece tıp alanında yaşanan gelişmelerle sağlık alanındaki sorunların önüne geçilemeyeceği, artan sağlık harcamalarına bakıldığında daha iyi anlaşılmaktadır. Yani modern tıp çok şey sunabiliyor, kaynaklarımız daha fazla ama harcamalarımız azalması gerekirken artıyor. Demek ki bir şeyler ters gidiyor. Demek ki insan sağlığı anlamında hem gelişimimizi hem de refah düzeyimizi, aynı zamanda hayatla olan bağımızdaki mutluluk seviyemizi daha da kuvvetlendirmek adına böyle bütüncül bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Çevremizi kanunlar zorunlu kıldığı için korumak zorunda değiliz. Yetiştirdiğimiz çocuklarımızın sağlıklı ortamda büyümelerini sağlamak için bunu yapmamız gerekiyor. Altından kalkamayacağımız ağır hastalıklara yakalanmamız için çevremize dikkat etmemiz gerekiyor.”

İnsan ve çevre sağlığı, eko sistemi korumak adına atılacak adımların bütüncül bir yaklaşım içerisinde olması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Öztürk, “Artık bu konunu çok fazla geciktirilmeden, bütüncül bakış açısıyla masaya yatırılması, hekimlerimizin veteriner hekimlerle, veteriner hekimlerimizin biyologlarla, biyologlarımızın çevre mühendisleriyle yan yana gelerek boşluk bırakmaksızın birbirlerine katacakları değerlerin bütünleşik yapıda ortaya çıkarmamız gerekiyor. İnsan sağlığını, çevre sağlığını ve eko sistemi paylaştığımız bütün canlıların doğal ortamlarını olumsuz etkilemeyecek süreçleri yeniden gözden geçirmeliyiz. Bunu sağlamaktan başka çaremiz kalmadı” ifadesini kullandı.

Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam da panelde yaptığı konuşmada, antibiyotiklere dirençli bakterilerin dünyada hızla arttığını, 2050 yılına kadar, bu bakterilerin kanserden daha fazla ölüme yol açmasının beklendiğini söyledi.

Bilinçsizce antibiyotik kullanımının sonucu olarak günümüzde artık hiçbir antibiyotiğin etkilemediği bakteriler yüzünden insanların hayatını kaybettiğini dile getiren Prof. Dr. Baykam, “İşte bu nokta biz hekimleri ilgilendiriyor ama diğer taraftan çok ilaç kullanan başka dostlarımız da var. Hayvanların büyümesini desteklemek amacıyla antibiyotikler kullanılıyor. Yediğimiz hayvan etlerinde antibiyotik var. Dirençli mikroorganizma var. Bu hayvanların atıklarını nehirlere veriliyor. Nehirlerden sulamayla tarımsal alanlara aktarılıyor. Bu nedenle doktora gidiyoruz ve 'ben hiç antibiyotik kullanmadım' diyen insanlarda bile bakterilerin antibiyotiğe dirençli olduğunu görebiliyoruz.”

Zoonoz hastalıklarla mücadelenin de bütün dünyanın en önde gelen meseleleri arasında yer aldığını, her yıl 2.5 milyar vakanın 2.7 milyonunun ölümle sonuçlandığını kaydeden Prof. Dr. Baykam, ilimizde de çok sık görülen Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’ne dikkat çekerek “İnsan, hayvan, çevre sağlığı bütün toplum sağlığını oluşturur. Toplum sağlığını iyi seviyeye getirmek istiyorsak farklı sektörlerin bir araya gelmesi, programlar, politikalar üretmesi, çözümlere yönelik bilimsel araştırmalar yapması gerekir” ifadelerini kullandı.

Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Özlük de çevre ve insan sağlığı açısından ortaya çıkan problemlerin önemli kısmının eko sistemdeki değişimlerden kaynaklandığını, eko sistemdeki bozumların da insan kaynaklı olduğunu vurguladı. Hava, su ve toprağın giderek kirlendiğini anlatan Prof. Dr. Özlük, insan popülasyonunun artmasının sonucu olarak, dünyanın taşıma kapasitesinin aşıldığını, bu kapasite aşımının sonucunda da insan ve çevre sağlığını olumsuz etkileyen eko sistemde bazı değişikliklerin ortayı çıktığını kaydetti.

Alaca Avni Çelik Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Bahat Comba da hayvandan insana bulaşan hastalıklar ve bu hastalıklarla mücadelede veteriner hekimlerin çalışmalarını aktardı. Hayvandan insana bulaşan hastalıklarla mücadelede veteriner hekimlerin rolünün önemli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Comba, “Tek sağlık yaklaşımı dünyada önemi giderek daha fazla anlaşılmakta ve bu yaklaşım çerçevesinde çözümler geliştirilmektedir” ifadesini kullandı.

Mühendislik Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Hülya Çakmak da paneldeki sunumunda insan sağlığı açısından gıda güvenliğinin önemini anlattı. Pek çok hanede hazır gıda tüketiminin hızlı arttığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Çakmak, hazır gıdalarda yerel ürünlerin dışında yurt dışı kaynaklı ürünlerin de kullanıldığını belirterek “Tek bir yemeğin hazırlanmasında birçok farklı kaynaktan yararlanılıyor. Gıda boyutuyla taşınılacak hastalıklar sadece hanemizi değil artık yerel, uluslararası çapta krizlere sebep olabilmektedir” dedi. 



HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube