Yayınlanma Tarihi: 11 Ağustos 2020 Salı

Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk’ten Üniversite Tercihleriyle İlgili Önemli Uyarılar

Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, üniversite adaylarının tercih döneminde bazı ailelerinin koruyucu mantıkla,  “dizimizin dibinden ayrılmasın”, “ne yapacaksa bulunduğu şehirde yapsın” gibi koruyucu mantıkla çocuklarının geleceğiyle ilgili yanlış kararlar verebildiğini belirterek, “Aileler, çocuklarını nerede kıymetli alan varsa, nerede güzel eğitim kadrosu varsa, gönül rahatlığıyla oralara gönderebilirler” dedi.

Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, Başakşehir Radyosu’nda canlı yayımlanan “Tercih Meselesi” adlı programda, soruları yanıtladı.

Tercih döneminde yavaş yavaş sona yaklaşılırken, bu süreçte merak edilen üniversitelerden birinin de Hitit Üniversitesi olduğu belirtilerek, üniversitemizle ilgili genel bir bilgi istenmesi üzerine, Prof. Dr. Öztürk, “Hitit Üniversitesi, 2006 yılında, genç üniversite olarak kurulmuş son dönem üniversitelerden bir tanesi ama mazisi köklü üniversitelere dayanmaktadır. Hitit Üniversitesi’nin geldiği yapı itibarıyla 11 fakültemiz, 3 enstitü, 1 yüksekokulu, 7 meslek yüksekokulumuzda eğitim öğretim faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bu çerçevede 17 bine yakın ön lisans ve lisans öğrencimiz, bin 500’ü aşkın lisansüstü eğitim alan öğrencimiz var” diye konuştu.

Hitit Üniversitesi’nde hocaların her bir öğrenciyle birebir iletişim kurma olanağı bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Öztürk, “Hoca başına düşen öğrenci sayısı Türkiye’de yaklaşık 50, bizim üniversitemizde ise 22-23 aralığında. Bu, bizim üniversitemizde hocalarımız açısından çok özel dokunuşlar yapabilme, öğrencilerimiz açısından da hocalarıyla uzun sohbetler bağlamında eğitim öğretimlerini geliştirebileceği yapı anlamına gelmektedir. Çok güzel ortamda eğitimimize devam ediyoruz. Genç ve dinamik yapımız olduğu için gelişmelere çok rahat ayak uydurabiliyoruz” ifadesini kullandı.


“Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimin alternatifi değildir”

“Korona sürecini yaşıyoruz. Üniversitelerde şu an için ‘yüz yüze eğitim başlayacak’ deniliyor ama ‘yine uzaktan eğitim devam edecek’ denilirse, Hitit Üniversitesi’nin altyapısı buna uygun mu” şeklindeki soruyu yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“Hitit Üniversitesi’nin alt yapısı, uzaktan eğitim anlamında, bütün üniversitelerde ne sunuluyorsa benzer özellikleri, benzer imkanları sunacak kapasitede. Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimin alternatifi değildir. Yüz yüze eğitim olmazsa olmaz. Öğrencilerimizden şu anda bana yeni mesajlar atılmış; ‘ne yapın edin, biz kampüse gelip ders görmek istiyoruz’ diyorlar. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Ne bizim tercihimize ne öğrencilerimizin istek ve beklentilerine bağlı bir durum. Tabi ki devletimizin aldığı kararlar, Sağlık Bakanlığımızın, Bilim Kurulumuzun aldığı kararlara uyumlu bir çalışma yürütmek durumundayız.”

“Net bir şekilde şunu söyleyeyim; eğer bir karar alınırsa, seyreltilmiş bir şekilde, uygulamalı birimlerde, tıp fakülteleri mühendislik gibi alanlarda arkadaşlarımızı, kampüste tedbirleri alınmış eğitime tabi tutmak arzusundayız” diyen Prof. Dr. Öztürk, şöyle devam etti:

“Zorunlu olan online eğitim kısmında diğer guruba düşen öğrencilerimizle ilgili de şunu söyleyeyim; hocalarımız şu anda online eğitim standartlarını daha da geliştirebilecek bir çaba içerisinde. Kendi yazılımımızı kurduk. Uzaktan eğitim modülüyle öğrencilerimizi tanıştırdık. Hiç zorlanmadılar. Akışkan biçimde derslerini takip ettiler. Biz olağan üstü şartlarda online eğitimi iyi kotardık. Eğer mümkünse, seyreltilmiş şekilde eğitimimizi devam ettirmek ama devletimizle ilgili sağlık kurumları gerekli tedbirleri üst seviyede tutup, ‘yine online eğitim yapacağız’ derlerse bir dönemi daha standartlarımızı daha da yükselterek sürdürmeye hazırız. Hocalarımız, pedagojik olarak hazır. Biz, teknik donanım olarak, bilişim teknolojileri olarak şu anda yeni sistemleri de ekledik tamamen hazırız.”


“Koruyucu mantıkla gençlerimizin önünü tıkamanın anlamı yok”

Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, “Bazı aileler, çocuklarını il dışına göndermek istemiyorlar ve çocuklarına kendi mesleklerini yapmalarını diretiyorlar. Oysa Z kuşağından bahsediyoruz ve onların anne babalarının işini yapması çok mümkün görünmüyor. Biraz farklı düşünüyorlar. Ailelerin, meslek seçimi açısından gençlere yönelik davranışlarını ne şekilde düzenlemelerini istersiniz” şeklindeki bir soruyu da şöyle yanıtladı:

“Bir kere insanların hayata hazırlığında, gerçekten istedikleri meslekte başarılı olmalarında en önemli kriterlerden bir tanesi uyum, adaptasyon, insan ilişkilerini geliştirebilme, kabuklarını kırabilme, yeni, daha makul alışkanlıklara kavuşabilmektir. Koruyucu mantıkla, genellikle, ‘bulunduğumuz yerde olsun’, ‘gözümüzün önünde olsun’,  ‘başka yere gitmesin’ diyerek koruyucu mantıkla gençlerimizin önünü tıkamanın anlamı yok. Şunu söylemek istiyorum; tabii ki okumak istedikleri alanlar, bulundukları yerin yakınlarında olabilir ama sadece ve sadece ‘bulunduğumuz yerden ayrılmasın’, ‘dizimizin dibinde ayrılmasın’, ‘ne yapacaksa burada yapsın’ gibi koruyucu mantıkla geleceğe hazır genç yetiştiremeyiz. Türkiye’deyiz, 81 ilimizde birbirinden kıymetli harika insanlardan müteşekkil üniversitelerimiz var, hiç kimsenin emanetine, gençlerine, geleceğine, hoyratça davranacak durumu yok. Bütün üniversite rektörlerimizle buluşuyoruz, her biri büyük heyecanla gençlerimizi bekliyor. Ben de açıkçası söylüyorum; üniversitemize ayak bastıktan sonra onlar bizlerin de evlatları. Bizlere emanet. Nasıl kendi çocuklarımızın gelişmesi, yetişmesini istiyorsak onları da o şekilde düşünüyoruz.”

Prof. Dr. Öztürk, üniversite adayları ve ailelerinin tercih döneminde yaptığı bir diğer yanlışın da “üniversite isimleri üzerinden tercihlerin yapılması” olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Falanca üniversitenin her bölümü iyi, her mezunu sanki çok kıymetli gibi zannediliyor. Ama artık bunlar geçti. Farklı üniversitelerimizde o kadar kıymetli hocalarımız var ki, o bölümlerden mezun olduğunuzda, o kadar çok arayış içinde olanlarla karşılıyoruz ki. Özel sektör içinde, ‘mezun verin yeter ki, biz onları değerlendireceğiz’ diyorlar ama hem öğretim üyesi kalifikasyonu hem öğrencilere katacak değerler anlamında, bulunan şehre hapsolmak gibi maalesef bir saplantı, yanlış noktada gençlerimizin önünü tıkayan bir noktaya dönüşebilmektedir. Bunun önüne geçmek gerekiyor. Nerede kıymetli alan var, nerede güzel eğitim kadrosu varsa gönül rahatlığıyla aileler arkadaşlarımızı oralara gönderebilirler. Hayattan da öğrenecekleri, farklı ortamlarda bulunmalarının güzellikleri var.”

Meslek seçimiyle ilgili de önemli tavsiyelerde bulunan Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, “Meslek seçiminde de alınan kararlarda tutucu olmamak gerekir. Ben gençlerimizin büyük potansiyeli olduğuna inanıyorum. Gençlerimiz çok fonksiyonel. Bizim jenerasyonumuz, birkaç yönelim üzerine, birkaç yetkinlik üzerine meslek tercih ediyordu.  Şimdi çok yönlü olan Z kuşağı, bilişimden sanata kadar farklı alanlara açılabiliyorlar. Dolayısıyla bu şekilde onların da kapasitesini tam olarak açığa çıkarmayacak şekilde, ‘benim bildiğim şekilde, ben hukukçuyum avukat ol, sen de avukat olmalısın, ben doktorum sen de doktor olmalısın, işin garanti’ gibi beylik sözler, gençlerimizin potansiyelinin önüne geçeceğine inanıyorum. Dolayısıyla kulaktan dolma, anne baba beklentilerini üzerine kurgulanmış bir şey üzerine değil de gençlerimizin yeteneklerini, beklentilerini anlamak, onların geleceklerinde iş aş kaygısı olmaksızın, bunu olmadan olmaz diyecekler ama bizim geleneğimizde  ‘çalışan her yerde taştan ekmeğini çıkarır’ diye bir inanç var. Allah herkesin rızkını verir. Dolayısıyla şu anda iyi çalışacak, dürüst, kendi alanında yetişmiş her kişinin çalışamayacağı bir alan yok. İşsizlik konusu, vasıfsızlık, gizli işsizlik gibi farklı unsurlar üzerine odaklanmış durumda. Mezun olmak demek her hangi bir yerden mezun olmak değil kalifiye mezuniyetler gerekiyor. Bunları sağlayacak arkadaşların ne işsiz kalacağını ne meslek sahibi olmadan da hayatlarını geçireceğini düşünüyorum.”

Prof. Dr. Öztürk, programda son olarak Hitit Üniversitesi’nin bulunduğu Çorum’da ulaşım ve barınma imkanlarıyla ilgili soruya da “Ne ulaşımda ne barıma anlamında hiçbir sorunumuz yok. Barınma imkanlarımız açısından gerek KYK gerek özel yurtlar bakımından toplam kapasitemiz, talebi fazlasıyla karşılamaktadır” şeklinde yanıt verdi.


HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube