Bizler, tarihte her millete nasip olmayacak kadar çok destan yazmış bir milletin evlatlarıyız. Bu mânâda, geçmişimizle ne kadar gurur duysak azdır. Ancak atalarımızın canları pahasına gerçekleştirdiği zaferlerle sadece övünmek ve bunu yeterli saymak onların hatırasına en büyük saygısızlık olacaktır. Her şeyden önce, Türk tarihini dolduran kahramanlarımızın torunları olmayı hak etme gerekliliği vardır. Nitekim bugünün bilim, kültür ve uygarlık savaşlarında tüm varlığımızı ortaya koyarak mücadele ettiğimiz takdirde cedlerimize layık olabilme şansını yakalamak mümkündür.
Çanakkale Zaferinin 99. yıldönümünü idrak ettiğimiz şu günlerde, sahip olduğumuz maddî ve manevî değerlerin hangi bedeller ödenerek korunduğunu, gücümüzü ve konforumuzu sağlayan kaynakların neler olduğunu bilmeye ihtiyaç vardır. Verilen savaşların zaman içinde unutulmaması, gösterilen kahramanlıkların tarihimizin sayfalarında kaybolup gitmemesi ve her şeyden önemlisi millî bilincin sürekli canlı tutulması için özel anlam ifade eden günlerimizin mutlaka hatırlanıp özüne uygun bir biçimde layıkıyla anılması, dile getirilmesi zaruretten öte millî bir görevdir.
Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale'nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya canları uğruna kabul ettiren, başta Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün şehit ve gazilerimizin mânevî varlıkları önünde saygıyla eğiliyor, Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
En kutsal mirasları olan vatanımız için toprağa düşmüş bütün şehitlerimizin ruhu şad, bize bıraktıkları ebedi bir hediye olan Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun.
Prof. Dr. Reha Metin Alkan
Rektör