Yükseköğretim Kurulu
Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, 01 Temmuz 2017 Tarihli Resmi Gazetede
yayımlanan 90 maddelik 7033 sayılı Sanayi Kanunu içerisinde yer alan
Yükseköğretim sistemimizle ilgili maddelere ilişkin şu ifadelere yer verildi:
Yükseköğretim
sistemimiz için onlarca yıldır beklenen, dillendirilen ama
gerçekleştirilemeyen, üniversitelerimizi her düzeyde daha rekabetçi bir ortama
yöneltecek, kaliteyi yükseköğretimdeki büyümenin merkezine oturtacak, YÖK’ün
bazı yetkilerinin devredilerek, kararlarının dış paydaşlara da açık, daha
paylaşımcı bir şekilde alınmasını sağlayacak, üniversitelerimizin bilgi üretimi
ve araştırmacı insan kaynağı yetiştirme süreçlerini teşvik edecek,
üniversitelerimiz ile iş dünyası arasındaki ilişkileri geliştirecek, bu şekilde
yükseköğretimde bir sıçrama meydana getirecek önemli düzenlemeler Sayın
Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile bugün Resmi Gazete’de yayınlandı. Mutluyuz,
Yeni YÖK olarak önerilerimizin yasalaşmasından dolayı haklı bir gurur yaşıyoruz
ve bu yapısal değişiklikleri yükseköğretimde sessiz devrim olarak
adlandırıyoruz.
Bu düzenlemeler ile birlikte,
1) Kalite
Kurulu kuruldu: Gelişmiş ülkelerdeki
yükseköğretim kurumlarının kalite süreçleri değerlendirmesi idari ve mali
özerkliğe sahip bağımsız kalite ajansları vasıtası ile
gerçekleştirilmektedir. Bu yasal düzenleme ile dünyada rekabet ettiğimiz
ülkelerdeki kalite ajansları ile benzer yapıda, idari ve mali açıdan özerk Kalite Kurulu oluşturulacaktır. Bu
değişiklik YÖK’ün çıktı kontrolü ve
akreditasyona ilişkin yetkilerinin yeni kurulacak Kalite Kurulu’na
devredilmesi sonucunu doğuracaktır.
2) Mevcut
durumda üniversitelerimiz genellikle birbirinin
benzeri hatta aynısıdır. Bu yasal düzenleme ile YÖK’e
üniversitelerimizin küresel rekabet ortamında, ülke ve bölge ihtiyaçlarımız doğrultusunda ihtisaslaşmasına yönelik
çalışmalar yapması ve bu süreci koordine etmesi görevi verilecektir (Yeni YÖK
bu süreci inisiyatif kullanarak başlatmıştı).
3) “Üniversiteli işsizler” ile ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlardaki iş gücü
yetersizliği, ülkemizin yakın dönemde önündeki en önemli ve öncelikli konuların arasında yer alacaktır. Bu yasal
düzenleme kapsamında oluşturulacak Kurul ile YÖK’ün kontenjan planlaması kamu ve özel sektör paydaşlarının da görüşü alınarak
daha rasyonel ve katılımcı bir şekilde yapılabilecektir.
4)
Ülkemizde beceri odaklı insan kaynağına
çok daha fazla ihtiyaç olmasına rağmen bu ihtiyacı karşılayacak meslek
yüksekokullarının ve bu okullardaki programlarına
bugüne kadar yeterince odaklanılmamıştır. Bu yasal düzenleme ile
oluşturulacak Kurulda, bu sürecin dış paydaşları ve sanayi de yer alacaktır.
5) Meslek
yüksekokullarında yetişen insan kaynağı profili daha fazla sanayi ve iş dünyası odaklı olmasına karşın bu okulların iş dünyası ile ilişkileri
zayıftır. Yeni yasal düzenleme ile Meslek Yüksekokullarının Organize Sanayi Bölgelerinde açılması teşvik
edilecektir.
6) Üniversitelerimizin özellikle fen ve mühendislik alanlarında öğrenim gören öğrencilerimizin mezuniyetleri sonrasında büyük çoğunluğu sanayi’de çalışma eğilimindedir. Ancak bu öğrencilerimize eğitimleri sırasında beceri odaklı yetkinlikler yeterince kazandırılmadığından, mezuniyetleri sonrasında istihdam süreçlerinde güçlükler yaşanmaktadır. Yapılan yasal düzenleme artık 1 yarıyıl süresince işyerinde eğitim yapması teşvik edilecek, bu şekilde beceri yetkinliği yüksek mezunlar iş dünyasına kazandırılacak, aynı zamanda da üniversitelerin iş dünyası ile işbirlikleri geliştirilebilecektir.
7) Halen
mevcut yasa ve yönetmelik dâhilinde BAP bütçeleri cihaz ve sarf malzemelerine harcanırken ülkemiz küresel rekabeti
açısından büyük önem arz eden insan
kaynağına ödeme yapılamamaktadır. Bu yasal düzenleme ile BAP
projelerinde görev alacak tezli yüksek
lisans ve doktora öğrencilerine burs verilebilecektir. Bu şekilde hem
araştırmacı insan kaynağı kapasitemiz, hem de bilimsel araştırma üretim
kapasitemiz arttırılacaktır.
8) Öğretim
üyesi ihtiyacı sadece yeni
kurulan üniversitelerimizde değil, özellikle ülkemiz için öncelikli alanlarda tüm üniversitelerimizde de
bulunmaktadır. Bu düzenleme ile emekli
öğretim üyelerinin ilgili bölümün ihtiyacı ve üniversitenin talebi üzerine 75
yaşına kadar yıllık uzatımlarla sözleşmeli olarak çalışabilmesi mümkün
olabilecektir.
9)
Ülkemizin 2023 yılı hedefleri kapsamında özellikle yüksek teknoloji ürünlerinin geliştirilmesi sürecinde üniversitelerde
proje tabanlı bilgi üretimi, bilginin teknolojiye dönüşümü ve takibinde
ticarileştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Yapılan yasal düzenleme ile artık
üniversitelerimiz sermaye şirketi
statüsünde teknoloji transfer şirketi kurabilecekler, bu şekilde üniversitelerimizin başta sanayi olmak üzere
iş dünyası ile işbirliği geliştirme sürecine önemli katkı sağlanacaktır.
10)
Dünyada gelişmiş ve hızlı gelişmekte olan ülkelerde 6. yıldan sonra projeye dayalı “maaşlı” araştırma izni (sabbatical) kullanılmaktadır.
Bu süreç hem öğretim üyelerinin kariyerlerinin
gelişimi sürecine, hem de aynı zamanda da kurumsal işbirliği geliştirilmesi süreçlerine katkı sağlamaktadır.
Yapılan düzenleme ile artık sabbatical süreci üniversitelerimizde de
uygulanacak, bu da yükseköğretim kurumlarımızın araştırma kapasitesinin yanı sıra ulusal ve uluslararası işbirliklerini de
arttıracaktır.
11)
Dünyada gelişmiş ve hızlı gelişmekte olan ülkelerde, doktora eğitimi sonrasında doktora sonrası araştırmacı (post-doc) olarak
çalışmasına yönelik olarak araştırma
süreçleri odaklı esnek kariyer geliştirme profilleri bulunmaktadır.
Yapılan bu düzenleme ile artık post-doc
uygulama süreci artık ülkemiz üniversitelerinde de uygulanabilecek, bu
şekilde yükseköğretim kurumlarımızın araştırma
kapasitesi arttırılacak ve ayrıca ülkemizin öncelikli hedefleri arasında yer alan daha fazla doktoralı insan kaynağı geliştirilmesi
mümkün olabilecektir.
12) Araştırma görevliliği, akademik kariyer sürecinin en önemli aşaması olmasına karşın
mevcut durumda araştırma görevlilerinin önemli kısmı kariyerlerinin tümünü araştırma görevlisi olduğu kurumda devam
ettirmektedir. İçeriden türeme
(inbreeding) anlamına gelen bu durum, hem kişinin, hem de kurumun performansını olumsuz etkilemektedir.
Bu düzenleme ile performans odaklı bir
yaklaşıma geçilecektir.
Yükseköğretim sistemimiz açısından onlarca yılın
beklentisi olan bu düzenlemelerin yükseköğretim
camiamıza hayırlı olmasını diliyor, bu düzenlemelerin gerçekleşmesi
sürecinde bizleri her aşamada destekleyen başta Sayın Başbakanımız olmak üzere Hükümetimize, Meclisimize, özellikle
de önerilerimize Üretim Reform Paketinde yer veren Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanımıza yüksek öğretim camiası adına teşekkür ediyoruz.
Birinci etap hamdolsun tamamlandı. Yeni YÖK olarak
ikinci yapısal değişiklik paketimiz ile ilgili çalışmalarımızı başlattık!
Selam, saygı ve sevgi ile….