Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü tarafından düzenlenen “Nükleer Enerjinin Gelişimi” konulu seminer Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Nükleer konularda yaptığı araştırmaları sebebiyle Nobel ödüllü bilim adamlarıyla bir arada bulunma fırsatını yakalamış TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) Şeref Üyesi Prof. Dr. Namık Kemal ARAS’ın konuşmacı olarak yer aldığı seminere, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet DEMİRYÜREK, Kimya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet AKBAŞ, Kimya Bölümü öğrencileri, Fen Lisesi öğrencileri ve öğretim elamanları katıldı.
Prof. Dr. Namık Kemal ARAS konuşmasında, radyoaktivitenin keşfinin ardından atomun proton ve elektronlardan oluştuğunun bulunması ile hız kazanan nükleer enerjinin dünyanın yeni enerji kaynağı olduğunu belirterek bilim insanlarının bu yeni güce oldukça ilgi gösterdiğini ve nükleer gücü daha da geliştirmek adına yeni fikirler ortaya attıklarını, bunlardan en önemlisinin de nükleer bölünme çalışması olduğunu söyledi.
Bu çalışmayla atom bombası yapılmasının olası olduğunu dile getiren Prof. Dr. Namık Kemal ARAS, konuya şöyle açıklık getirdi: “Einstein, laboratuvar şartlarında nükleer güç üzerinde bilimsel ve teknolojik çalışmalar için devlet desteği istemiş, bu istek ancak Japonların 1941’deki Pearl Harbor’u bombalamasından sonra ciddiye alınmıştır. Bu olaydan sonra Manhhattan projesini başlatan ABD, 235U kullanılarak yapılan bombayla 1945’te önce Hiroşima’yı sonra Nagasaki’yi vurmuştur.”
1954’te Rusya’da elektrik üreten ilk nükleer reaktörün yapımından bugüne, bütün gelişmiş ülkelerde inanılmaz gelişmelerin olduğunu söyleyen Prof. Dr. ARAS, nükleer santrallerden elde edilen elektrik üretiminin en temiz enerjilerden biri olduğuna vurgu yaptı. Türkiye elektrik talebinin yılda %7 arttığı düşünüldüğünde, nükleer güç reaktörlerinin bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de olması gerektiğini belirten Prof. Dr. ARAS, Mart 2012 verilerine göre dünyada 31 ülkede 435 nükleer güç reaktörünün bulunduğunu söyledi. Ülkemizde ise nükleer santrallerin kuruluşu için çalışmalara 1968 yılında başlandığını, günümüzde bu çalışmaların devam etmekte olduğunu ve Türkiye’nin elektrik enerjisi temini programlarında yakın gelecek için oluşturulan seçeneklerden biri olduğunu bildiren Prof. Dr. Namık Kemal ARAS; gelişmiş ülkelerde, enerji doygunluğu, nüfus artış hızının az olması ve yoğun sanayiden vazgeçilmesi sonucunda, nükleer enerjiye olan talebin gelişmekte olan ülkelerden daha az olacağı, ancak hidrojen üretimi gibi nükleer reaktörlerin elektrik üretimi dışındaki uygulamalarının ağırlık kazanması sonucunda nükleer reaktör sayısında artışın olabileceğinin de tahmin edildiğini söyleyerek sözlerine son verdi.
Programın sonunda Prof. ARAS’a Prof. Dr. Mehmet DEMİRYÜREK tarafından Rektörümüz adına plaket takdim edildi.