Yayınlanma Tarihi: 10 Mayıs 2013 Cuma

Üniversitemiz Kimya Bölümü Bahar Söyleşileri ve Seminerleri Verilmeye Devam Ediyor

Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda, Kimya Bölümü tarafından “Bahar Söyleşileri ve Seminerleri ” verilmeye devam ediyor. 9 Mayıs 2013 Perşembe günü;  saat 10.30’da Prof. Dr. Engin ÇETİNKAYA tarafından “Organik Kimyada Tepkimelerin Önemi Üzerine Söyleşi” ve saat 14.00’de TÜBA Üyesi Prof. Dr. Bekir ÇETİNKAYA tarafından “Yeşil Kimya” konulu seminer verilmiştir.

Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen iki oturumlu söyleşi ve seminer etkinliğine, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet DEMİRYÜREK, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Naki ÇOLAK, Yrd. Doç. Dr. Arzu KARAYEL, Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aydın ÖZLÜK, Kimya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet AKBAŞ, Kimya Bölümü Öğretim Üyeleri ve Öğrencileri ile Fen Lisesi Öğrencileri katıldı.

Prof. Dr. Engin ÇETİNKAYA

Organik Kimya Tepkimeleri Hakkında Söyleşi

Özet:

Bu söyleşide; kimya öğrenimi gören öğrencilerin laboratuvarda dikkat etmesi gereken hususlar hakkında bilgi verilmektedir.

Kimya, gözleme ve deneye dayanan bir bilimdir. Kimya laboratuvarı, gözlem yeteneğini ve yaratıcılığı geliştirmektedir. Laboratuvar çalışmaları bize sorumluluk yüklemektedir. Laboratuvar kurallarına mutlaka uymamız gerekmektedir. Çalışmalarımızda mutlaka gözlük, eldiven, maske kullanmamız gerekir.

Kaynama noktası düşük ve kolay tutuşabilen çözücülerle çalışırken dikkatli olunmadır Örneğin; Hidrazin hidrat kurutulana kadar ısıtılmaz yoksa patlamaya neden olur. Bir başka örnek dietileterdir. Havanın oksijeni ile peroksit oluşturarak patlayıcı hale gelir. Peroksit oluşumunu önlemek için eter şişesine demir sülfat ya da sülfürik asit ilavesi yapılmaktadır. Eterin tamamen kurutulması sodyum ile olmaktadır.

Kimyasal maddeleri stok şişelerinden alırken dikkatli olunmalı ve özen gösterilmelidir. Şişelerin renkli olmasının sebebi; maddeleri güneş ışığından korumaktır. Çünkü ışık radikalik tepkimelere sebep olabilir. Örneğin; Li, Na, K gibi alkali metaller Parafinde saklanmaktadır. Çünkü bunlar havadaki su buharı ile tepkimeye girerek yanıcı hidrojen gazı açığa çıkartırlar. Kullanılmış alkali metalleri zararsız hale getirmek için izopropanol kullanılmaktadır.

Laboratuvar çalışmaları bilinçli olmayı gerektirir. Bilinçli olmakta başarılı olmayı sağlar. Hayatta başarılı olmanın ilk şartı çalışmaktır. Laboratuvar çalışmalarına ne kadar özen gösterir ve ilgilenirsek ilerideki meslek hayatımızda başarılı oluruz.

Çalışma düzenli ve sistemli olunca bir anlam taşır. Çalışırken yeniliklerin takip edilmesi gerekir. İş şansa bırakılmamalıdır. Başarının sırlarından bir tanesi temel ilkelere bağlı kalmaktır. Yapılan deneylerde hata ve eksikliklerin, neden kaynaklandığı mutlaka araştırılmalıdır. Başarının sırlarından diğer bir tanesi de sorgulamaktır. Neden ve niçinlere cevap aramaktır. Bunu yaparken sabırlı olmak şarttır. Hatanın kaynağını araştırarak, sabırla daha iyi sonuçlar elde etmek için çalışmalıyız.

Temel bilimler olmazsa teknoloji oluşamaz. Temel bilimler, bir ağacın kökü gibidir. Temel ilkeler, laboratuvar çalışmaları ve öğrenim sürecine kazandığımız bilgiler bizi meslek hayatımızda başarılı yapar.

 

Prof. Dr. Bekir ÇETİNKAYA

YEŞİL KİMYA

Özet:

Sürdürülebilir Kimya = Çevre Dostu Kimya

2011 yılı, kimya yılı olarak kabul edilmiş ve Amerikan kimya derneği (ACS), Kimya, “sağlığımız ve geleceğimizdir” başlığını atmıştır.

Kimya ile insan ömrü uzamış ve yaşam standardı artmıştır. Sanayi devrimi ile birlikte üretim artmıştır. Üretim yapılırken çevrenin dengesi bozulmuştur. Atıklar gelişigüzel çevreye bırakılmıştır. Hava ve su kaynakları kirletilmiştir. Bu tip felaketlerin insanlara duyurulması medya aracılığı ile olmuştur. Burada medyanın rolü çok önemlidir.

Kimi kimyasallar ve bunların üretim süreçleri kazalara, ciddi çevre sorunlarına neden olmuştur. Toplumu etkileyen olaylar; çevre kirliliğiyle suda yaşayan canlıların ölümüne neden olan olaylar meydana gelmiştir. Yaşanan tüm facialarda her zaman kimya suçlanmaktadır. Acaba gerçekten suçlu kimya mı? Kendi kendimizi sorgulayalım. Kafamızı toprağa gömmeyelim. Bizimde hatalarımız yok mu? Örneğin bir fabrika düşünelim: Atığı dışarıya süpürerek toprağı kirletiyor, ya da akarsuya dökerek suyu kirletiyor ya da yakarak havayı kirletiyor. Bu olayların her birinin sonuçları olacaktır. Örneğin; yakılarak uzaklaştırılan atıkların oluşturduğu baca gazları asit yağmurlarına neden olmaktadır. Küresel ısınma sorununu da unutmamak gerekir.

Ülkemizde çevreyi korumak için 2872 sayılı çevre yasası yürürlüktedir. Yavaş yavaş çevre bilinci gelişmeye başlamıştır. Türkiye de yeşil kimya sözcüğü ilk kez 2005 yılında duyulmuştur. Metatez tepkimeleri alanında çalışmalarıyla nobel ödülünü alan Grubbs-Schrock-Chauvin yeşil kimyaya büyük katkıda bulunmuşlardır.

Atık maddelerin çevreye zarar vermeyecek şekilde yok edilmesi gerekir. Kirlilik kontrolü yapılarak, kirliliğin çaresi aranmalıdır.

            Yeşil Kimyanın 12 İlkesi:

1)      Atık oluşumunu başlangıçta engellemek

2)      Atom ekonomisi (AE): A + B = AB + D (D yan ürün ya da atık olmamalıdır.)

3)      Üretim sürecinde toksik olmayan maddeler seçilmeli

4)      Daha güvenli kimyasal üretmeli

5)      Mümkünse çözücüsüz, değilse güvenli çözücüler/yardımcılar seçilmeli

6)      Yenilenebilir kaynakların kullanımı

7)      Yenilenebilir hammadde

8)      Türevlerin azaltılması

9)      Katalizör kullanımı

10)  Bozunabilir kaynaklara yönelmek

11)  Kirliliğin izlenmesi, Eş-zamanlı analiz

12)  Zararlıya maruz kalma süresi kısaltılmalı

Sonuç olarak, hammadde kaynaklarının azalması, yaşanmış kazalar, çevre baskıları, yeşil kimyanın kurallarına uymayı ve çok iyi kimya bilmeyi gerektirir. “Bilgi güçtür” sözünü unutmamak gerekir. Kimyacının oynayacağı parametre sayısı çoktur. Bunların tespit edilip bilgiyi kullanması gerekir.


HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube