Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığınca organize edilen “Osmanlı Tarihi Söyleşileri” kapsamında düzenlenen “Osmanlı Tarih Yazıcılığı” konulu konferans 18 Nisan 2014 Cuma günü gerçekleştirildi.
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan dünyaca ünlü İngiliz tarihçi Prof. Dr. Rhoads Murphey “Osmanlı Tarih Yazıcılığı” konusundaki düşüncelerini dinleyicilerle paylaştı.
“Osmanlılar hep övmek amacıyla tarih yazmamışlardır” diyen Profesör Murphey, resmi tarih yazıcılığı görevi olan Vakanüvislik kurumu kurulmadan önceki Osmanlı tarih yazarlarının yükselmek, taltif edilmek veya amirlerinin başarılarını yücelterek onların yükselmesini sağlamak gibi amaçlarla da tarih yazdıklarını, bu anlamda “tarih”in bir araç olarak kullanıldığını belirtti. Tarih eseri yazdıranların her zaman padişahlar olmadığını vurgulayan konuşmacı, Gazavatnamelerden, Menakıbnamelerden ve Şehnamecilikten de bahsetti ve Osmanlı tarih yazarlarının çoğunun aslında ilk iş olarak başka işlerle uğraştıklarını, tarihçiliği ikinci iş olarak yaptıklarını belirten konuk profesör, tarihçinin ilk vazifelerinden birinin “öğüt vermek” olduğunu söyledi. Prof. Dr. Murphey, “Koçi Bey Risalesi” adlı eseri de bu bağlamda değerlendirdi. Padişahlara tavsiye vermek için yazılan bu risalelerin sunulduğu padişahların değişmesiyle eserin dil ve üslubunun da değiştiğini, bunun nedeninin ise “padişahların eseri anlamasını kolaylaştırmak amacı” olduğunu vurguladı.
Osmanlı tarih yazarlarının birçoğunun süslü bir anlatımı tercih ettiğini belirten konuk Profesör ayrıca halk için sade bir dille yazılmış tarihlerin de bulunduğunu belirtti. Buna örnek olarak Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatıraları ile “Tiryaki Hasan Paşa” hakkında yazılan eserleri örnek veren Murphey, eserin Barbaros Hayrettin tarafından mı yoksa onu çok seven biri tarafından mı yazıldığının tam olarak bilinmediğini, ama anıların 1535’ten önce, yani Barbaros’un henüz Kaptan Paşa olmadan önce yazılmış olmasının önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Murphey, “Gazi ve Kahraman” olarak sunulan “Tiryaki Hasan Paşa” eserinin yazarının eseri yazma amacının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
İlk Osmanlı vakanüvisi Mustafa Naima Efendi üzerinde duran Prof. Dr. Rhoads Murphey, Naima’nın kendi yaşadığı dönemi yazmadığını, Hicri 1000-1065 yıllarını yazdığını, yazarın kendi dönemini yazmasının tehlikeler arz ettiğini belirtti. Murphey’e göre, bununla birlikte Naima eserinin önsözünde kendi dönemindeki bazı uygulamaları, örneğin israf, gösteriş vs. üstü kapalı olarak eleştirmiştir. Naima’ya göre “muhteşem bir devlet” lazımdır. Prof. Dr. Murphey, “Yabancı elçi vb. gibi görevliler kabul edilirken, saray görevlilerinin devletin şanına uygun giyinmeleri ve devletin prestijini göstermeleri gerekir. Bu zorunlu bir harcamadır” dedi.
Farklı amaçlarla farklı kişiler tarafından yazılmış tarih eserlerinin aslında bir zenginlik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Rhoads Murphey, zamanımızın yani modern çağ tarihçilerinin Osmanlı tarihçilerinin eserlerini farklı amaçlarla kullanabileceklerini ifade ettikten sonra dinleyicilerin sorularını cevaplandırdı.