Yayınlanma Tarihi: 16 Ekim 2016 Pazar

Üniversitemizde “Uluslararası Yükseköğretimde Mesleki Eğitim ve Öğretim Sempozyumu” (ISVET-2016) Sona Erdi

Üniversitemizin kuruluşunun 10. yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Uluslararası Yükseköğretimde Mesleki Eğitim ve Öğretim Sempozyumu (ISVET-2016) Meslek Yüksekokulumuz Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Sempozyuma; Çorum Valisi Necmeddin Kılıç, Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Yabacıoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük, İŞ-KUR İl Müdürü Ali Şahan, Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Başkan Yardımcısı Yakup Karaca, Çorum MÜSİAD Şube Başkanı Ahmet Köksal, Organize Sanayi ve İş Adamları Derneği Başkanı Bülent Onur, STK Temsilcileri, Çorumlu iş adamları, birçok üniversitenin öğretim elemanı, öğretim elemanlarımız ile öğrencilerimiz katıldı.

Yoğun katılımın gözlendiği sempozyum, saygı duruşunda bulunulması,  İstiklal Marşı’nın okunması ve telgrafların bildirilmesinin ardından ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Menderes Suiçmez’in açılış konuşmasıyla devam etti. 

Prof. Dr. Menderes Suiçmez’in saygı ve selamlama konuşmasının ardından “Uluslararası Yükseköğretimde Mesleki Eğitim ve Öğretim Sempozyumu’na katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyor, hoş geldiniz.” diye konuştu.

Konuşmasında meslek yüksekokullarının amacına ve işlevine değinen Prof. Dr. Menderes Suiçmez, “Ülkemizde nitelikli ara eleman yetiştirme görevi yükseköğretim kurumlarına bağlı meslek yüksekokullarına verilmiştir. Yükseköğretim kurumlarına bağlı meslek yüksekokullarından mezun olan kişilere gerekli bilgi ve beceriyi kazandırmayı, mezuniyet sonrası kendi alanlarında işyeri açabilmelerini ya da mesleklerini icra edecekleri işletmelerde deneyimli eleman olarak işe başlamalarını sağlayacak donanımlı mezunlar yetiştirmek meslek yüksekokullarının kuruluş amacıdır.” dedi.

Meslek yüksekokullarında verilen eğitimin ulusal ve uluslararası gereksinimlerin gelişen teknoloji ve iş dünyasının ihtiyaçları doğrultusunda olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Suiçmez, “Sanayinin önemli ihtiyaçlarından biri olan nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi ve istihdâm edilmesi için üniversite-sanayi iş birliğinin çok önemli olduğu ortadadır. Bu iş birliği kesintisiz bir şekilde sürdürülmek zorundadır.” ifadelerine yer verdi.

Aynı zamanda bu ve benzeri sempozyumlarda mesleki eğitim ve öğretimde gelinen noktalar ve hedeflenen noktaların aksayan ya da eksik olan yönlerle bunlara neden olan etmenlerin belirlenip düzeltilerek ortadan kaldırılması için çeşitli çözüm önerileri sunulduğunu belirten Prof. Dr. Suiçmez, “Bu sempozyumda sıradanlaşmış ve çok programlı MYO’lar yerine, üniversitelere bağlı her MYO’nun bulunduğu bölge ve ülke ihtiyaçlarına göre özdeşleşen ve güncelliğini koruyabilen MYO’ların oluşturulabilmesi gibi yeni fikirlerin geliştirilip gündeme  getirilmesinin tartışılması da sağlanabilecektir. Bu sempozyumun Üniversitemize ve ülkemize hayırlı olması diliyor saygılar sunuyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan konuşmasında saygı ve selamlama konuşmanın ardından meslek yüksekokullarının bulunduğumuz çağ itibarıyla daha çok önem verilmesine dönük çalışmalar yapılmasına değindi.

“1975-76 yılında Türkiye’de 24 meslek yüksekokulu vardı. O yıllarda meslek yüksekokulumuzda kurulan üniversitelerden biri. Meslek Yüksekokulumuzun kuruşunun 40.yılı ve 40.yılımızda böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı gururlu ve çok mutluyuz.” ifadelerine yer veren Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan, “Türkiye’de şu anda yükseköğretimde 7 milyona yakın öğrencimiz var. Bu sayının 2,3 milyonu,  925 meslek yüksekokulunda eğitim-öğretimlerine devam ediyorlar. Bu sayının çokluğu MYO’ların ne denli önemli olduğuna işaret ediyor. Bu sayı itibarıyla Türkiye’de hemen hemen her ilçemizde bir meslek yüksekokulu olduğunu anlamakta ve bu konunun herkesi direkt ilgilendirdiğine de görmekteyiz.” diye konuştu.

Yetişmiş insan gücünün tüm dünyada çok önemli bir unsur olduğuna değinen Prof. Dr. Alkan, “Bu anlamda üniversitelere çok iş düşüyor. Eğer bizler 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarına ulaşmak istiyorsak bu konuda MYO’larda yapacağımız çalışmalar da çok büyük önem arz ediyor. Ülkemizin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olabilmesi için AR-GE harcamalarının GSYİH’ye oranının yüzde 3’e çıkarılması hedeflenmiştir. Türkiye’de ihracatımızın içinde yüksek teknolojinin payı %3-4 seviyelerinde. Bu G. Kore’de  %25, Japonya ve Almanya’da %30’larda.

Birkaç yıl önce gündeme gelen 4. Sanayi Devrimi/Endüstri 4.0 olarak adlandırılan yeni üretim çağına hazırlıklı olmamız, bu süreci yöneten olmamız, içinde rol almamız da çok önemli ve gerekli.” diye konuşarak değerlendirdi.

AR-GE’nin birçok hedefe ulaşmadaki önemine istinaden “Bizlerin 2023 yılında bilim ve teknolojiye hakim, teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir refah toplumu olabilmemiz, 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize ulaşmamız, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer almamız, 25-30 bin USD dolarlık bir GSMH’ ya erişmemiz için AR-GE’ye dayalı çalışmalarımızı arttırmamı, orta ve ileri teknoloji ürünlerinde  Afro  Avrasya’nın üretim ve tasarım üssü olmamız için çok yoğun gayret sarf etmemiz gerek.

AR-GE’ye yapılacak 1 milyar USD’lık yatırımın gelecek 10 yıl boyunca Türkiye GSYİH’ni yüzde 1 arttıracaktır.” açıklamasında bulunan Prof. Dr. Alkan,  

“2023 hedeflerine ulaşmak için yıllık ortalama yüzde 10’un üzerinde ihracat artışına ihtiyacımız bulunmakta ve bunun için de katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve ihracatı gerek. Bu tür ürünler ise AR-GE, inovasyon ve ileri teknolojiye dönük çalışmaları gerektiriyor. Bu alanlarda yapılacak harcamalar başlangıçta yüksek gibi görünse de orta ve uzun vadede kesinlikle geri dönüşü olacaktır.” dedi.

Aynı zamanda ülkemizin dünya pazarında rekabet gücünün arttırılmasının başta üniversitelerin sahip olduğu bilim ve teknolojinin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesi, ihracatımızdaki orta ve ileri teknoloji ürünlerinin payının arttırılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Alkan, 

“Ortalama ihracattaki kilo fiyatımızı, 1,6 USD’dan 2-2,5 USD seviyesine getirmediğimiz sürece 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize, 25 bin dolarlık milli gelir seviyesine yürümemiz son derece zor.” açıklamasında bulundu.

MYO’ların önemine ilişkin konuşmasına devam ederek artık sadece devlet üniversitelerinde değil, vakıf üniversiteleri tarafından da MYO’ların önem kazandığına, birçok iki yıllık bölümün bazı dört yıl eğitim veren bölümlere göre daha çok istihdâma sahip olduğuna değinen Prof. Dr. Alkan, “Bu anlamda MYO’ların her anlamda yenilenmesi gerekiyor.    İleri dönük çalışmalar yapalım. BAP Birimimiz çok güzel destekler veriyor, bu imkânlardan yararlanalım.  Bizler Hitit Üniversitesi olarak her türlü iş birliklerine açığız. Aynı zamanda bugün buradan bir ev ödevi çıkaralım kendimize. Ve bundan sonra devamı niteliğinde bir program yaparsak bunları değerlendirelim. Bu etkinliği düzenleyen başta Prof. Dr. Menderes Suiçmez’e, katkılarından ötürü Valimize, Belediye Başkanımıza, Ticaret ve Sanayi Odamıza, (ÇTSO) MÜSİAD’a, öğretim elemanlarımıza ve tüm paydaşlarımıza şükranlarımı sunuyor güzel ve verimli bir etkinlik olmasını diliyorum.” diye konuştu.

Çorum Valisi Necmettin Kılıç ise konuşmasına “Gayreti ve emeğiyle Çorum’a ve Üniversitemize güç katan Prof. Dr. Reha Metin Alkan’a, Belediye Başkanımıza, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanına, öğretim elemanlarımıza ve emeği geçen herkese özverili çalışmaları ve katılımlarından ötürü çok teşekkür ediyorum.” diyerek başladı.

Bulunduğumuz dönem itibarıyla dünyanın tarih boyunca bu denli büyük acılara şahitlik etmediğini, insanlığın ve medeniyetin aşağı çekildiği böylesi bir dönemin olmadığını anlatan Çorum Valisi Necmettin Kılıç,  insan onurunun yok sayıldığı, güçlünün güçsüzü ezdiği, zulmettiği ve sömürdüğü bir çağın bütün insanlık tarihine kara leke olarak kaydedildiğini sözlerine ekledi.

Batılı ülkelerin sözde demokrasi ve insan haklarına önem vermesinin Irak, Suriye, Çeçenistan, Bosna gibi ülkelerde işlemediğine, tam tersi durumlarla karşı karşıya kalındığını belirten Necmettin Kılıç, gücü eline alan Batı’nın bu hakkı kendisinde hissettiğine ve Türkiye’nin tarih sahnesinden çekildiğine bağladı. 

Necmettin Kılıç, bilinen tarih boyunca dünyaya adaleti, sevgiyi, barışı, medeniyeti götüren bir ülke olduğumuza,  yeniden dünya sahnesine dönmemiz gerektiğine işaret etti ve ekledi : “Yeniden dünya sahnesine dönmeli, bir yıldız, güneş gibi parlamalıyız. Dünyaya yeni bir düzen vermeli, insanlığın ne demek olduğunu yeniden anlatmalıyız. Ben inanıyorum ki önümüzdeki 30 yıl içinde dünyanın en güçlü ülkesi Türkiye olacaktır.  Kısa zamanda Türkiye, dünyanın yıldızı haline gelecektir. Geçmişte bilim ve ilim bizden yayılırdı. Şimdi aynı şekilde insanlık adına yürüdüğümüz bu kutlu hedefe ulaşabilmek için daha çok çalışarak ve bu çizgiyi aşarak bu hedefe ulaşabiliriz.  Bu yakalanmayacak bir hedef değil.  Atalarımız, dedelerimiz bunu başardı zamanında.  Bizim de bu hedefi başarmak boynumuzun borcu.  Bu fotoğraf içinde Hitit Üniversitesi ve Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan ile öğretim elemanlarımızın riayetinde ulaşmaya çalıştıkları nokta, ilimiz için büyük bir şanstır. Çorum için gururunu taşıdığımız ana eksenlerden biri de Hitit Üniversitesidir.”

Çorum Valisi Necmettin Kılıç,  son olarak beklentilerinin çok olduğunu ve daha çok üretkenliğin artmasını dileyerek sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ederek şükranlarını sundu. 

Protokol konuşmalarının tamamlanmasının ardından panele geçilmeden önce panelistlere plaket takdiminde bulunularak “21. yy.da Mesleki ve Teknik Eğitimin Önemi” konulu sempozyumda; Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan’ın başkanlığında Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Yabacıoğlu, İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük,  Organize Sanayi ve İş Adamları Derneği Başkanı Bülent Onur, Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO) Başkan Yardımcısı Yakup Karaca ve Çorum MÜSİAD Başkanı Ahmet Köksal panelist olarak yer aldılar. Panelde; sanayicilerin meslek yüksekokullarından beklentileri, projeksiyonları, gençlerin alana yönelik yetiştirilmesi, mesleki eğitim ve öğrenci kalitesinin arttırılması,  işsizlik ve işverenin eleman ihtiyacı arasındaki dengenin kurulması gibi konular ele alındı.  

Sempozyumun temel amacı, mesleki eğitimin en temel aktörleri olan Meslek Yüksekokullarının eğitim-istihdam ilişkisi içerisindeki yeri, temel sorunları ve çözümlere yönelik bilimsel ve akademik araştırmaların sunumuna fırsat yaratmak ve özellikle sorunların çözümünde yenilikçi yaklaşımları ortaya çıkarmaktır. 

Üç gün boyunca devam eden 11 bilimsel oturumda sunulan 170 akademik çalışmayla "21. Yüzyılda Mesleki ve Teknik Eğitimin Önemi" ve "Mesleki ve Teknik Eğitimde Yeni Modeller" olarak düzenenlen Sempozyuma; Türkiye’nin 70 farklı üniversitesinden akademisyenin katılımı oldu.

Programda emeği geçen öğretim üyelerimize, öğrencilerimize ve katılımcılara Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan tarafından teşekkür belgesi takdim edilmesiyle sempozyum sona erdi. 



HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube