Yayınlanma Tarihi: 05 Ekim 2016 Çarşamba

Üniversitemizde “Türk Dış Politikası ve Bölgesel Gelişmeler” Konulu Konferans Düzenlendi

Üniversitemizde 10. Kuruluş Yılı Etkinlikleri kapsamında Hitit Akademi Derneği iş birliğinde “Türk Dış Politikası ve Bölgesel Gelişmeler” konulu konferans Erol Olçok Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. 

Saygı duruşunda bulunulması, İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından telgrafların bildirilmesiyle selamlama konuşmasına geçildi.

Üniversitemiz Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Işık konuşmasında, “Sayın rektörüm, değerli hocalarım, sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri değerli öğrencilerimiz programımıza hoş geldiniz.” diyerek konuşmasına başladı.

“Son bir buçuk asırdır dünyayı darbelerle dizayn etmeye çalışan Batı, bu siyasi ve stratejik hamle geleneğine son yarım asırdır etkin bir şekilde terörü de eklemiştir.  Osmanlı İmparatorluğu’nun yasal ve meşru iktidarının yerini önce kendi var ettiği diktatörlerle doldurmaya çalışanların bugün yine aynı yanlış ve hastalıklı yolda yürüyerek bu kez de bölgeyi illegal terör örgütleri aracılığıyla idare etmeye çalıştıkları açıkça görülmektedir.” diye konuşan Yrd. Doç. Dr. Zekeriya Işık, “Bütün bu tarihi, siyasi, iktisadi, askeri ve stratejik hamleler arasında suni olarak bir birimden ayrılan şehirlerin, beldelerini, halkaların hattı zatında ümmetin içine düştüğü vahim boyutlara ulaşan var oluş mücadelesi, maddenin, materyalizmin alaşağı ederek yok ettiği insanlığın umursamaz bakışları önünde cereyan etmektedir.” dedi.

Konuşmalarına son zamanlarda terörün darbeci terörle kuşatılmak istenen Türkiye’nin en büyük sermayesi olan vatan evlâtlarının mücadelesiyle onurlu ve dik duruşunu sürdürdüğünü söyleyen Yrd. Doç. Dr. Işık, “Küresel aktörlerin uzaktan hassas dengelere dayanarak yürüttükleri pek çok stratejik oyunlar, bu coğrafyanın yerlisi, halklarının dostu ve kardeşi olan Türkiye nezdinde hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Türkiye Yunus gönüllü duruşunu bozmayacak 72 millette bir gözle bakmaya devam edecektir.” diye konuştu.

Mevlâna’nın sözünden alıntı yaparak “Sözünü unutmayacak bütün insanlığı sadece insan olduğu için sevmeye devam edecektir.” diyen Yrd. Doç. Dr. Işık, “Akif’e kulak verecek hakkı tutup kaldıracak, zalimin hasmı olacak amma mazlumun yanında durmaya devam edecektir.” söyleminde bulunarak programda emeği geçen herkese ve katılımcılara teşekkürlerini iletti.

Yoğun katılımın gözlendiği programın konuşmacının özgeçmişinin okunmasının ardından konferansını vermek üzere Doç. Dr. Mehmet Şahin kürsüye çıktı.

Konferansın ana gündemini oluşturan Türk Dış Politikası yanında bölgesel gelişmelerin ülkemize etkileri ve dış güçlerin tutumunu değerlendiren Doç. Dr. Mehmet Şahin, Türkiye’nin dış politikasını şekillendirmesinde birçok etkenin rol aldığından bahsetti.

Devletlerin dış politikalarının bugün bulunulan politik ortamı “oynak coğrafyada dış politika” olarak dikte ederek bulunulan dünyadaki politik sürecin kalıcı değil, geçici iş birliklerine/ittifaklara dayandığını ve çalkantılı/kaygan siyasetin güvenilmezliğini belirten Doç. Dr. Şahin,  bizatihi yapmamız gerekenin Türkiye’nin güvenilmez siyasette birbirine kenetlemesinin gerekliliği, birlik ve beraberliğin önemi üzerinde durdu. 15 Temmuz Darbe girişiminde de dış güçlerin ve birçok hainin arka planda yer aldığını da sözlerine ekleyerek Türkiye olarak farklı bakış açılarına sahip olan bireylerin olmasının doğallığını -ki olması gerekenin de siyasette bu olduğunu- dile getiren Doç. Dr. Mehmet Şahin, “Her ne kadar farklı bakış açısına sahip olsakta, bu güvenilmez ve değişken ortamda hiçbir güce boyun eğmemek ve üstesinden gelemeyeceğimiz durumların ortaya çıkmaması için birlik olalım.” ifadelerinde bulundu.

Türkiye’nin dış politikasını değerlendirerek 2010 Aralık ayından bu yana Orta Doğu coğrafyası ve Türkiye’nin yakın çevresi başta olmak üzere siyasi bir türbülansyona girilen ortamda orta boy bir devletin dış politikasının olması gerektiği gibi bir görünüm çizdiğini belirten Doç. Dr. Şahin, tüm devletlerin dış politikasını aynı şekilde değerlendirmenin yanlış bir algı olduğuna değinerek devletlerin süper güç, orta boy ve küçük ülkeler olarak ayrılmasının daha doğru bir çıkarım olacağını söyledi.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği “uluslararası sistemdeki adaletsizliği” vurgulamasını değerlendiren Doç. Dr. Mehmet Şahin, “Türk Dış Politikası’nı anlamak istiyorsak ‘oynak coğrafya’da dış politika yürütmeye çalışan orta boy bir devletin karşılaştığı sorunlara Türkiye’nin vermiş olduğu refleks olarak okumak gerekiyor.” yorumunda bulundu. 

Arap Baharı’nın siyasi türbülansı hızlandıran bir süreç olduğunu, 2011’den sonra Türkiye’nin yanı başında olan jeopolitik kırılmalara değinerek Arap Baharı’nın aslında bir “Arap Halk Hareketi” ya da “sünni kabarma” olarak nitelendiren Doç. Dr. Şahin, iktidarın siyasal alanda güçlenirse iktidarda uzun kaldığını, tarihte uzun süre yaşamış olan bir Emevi, Abbasi, Osmanlı İmparatorluğu gibi olacağını örnekleyerek anlattı.

“Sünni kabarma”dan Türkiye dışında olmak üzere Müslüman azınlıklar, ideolojik azınlıklar, İsrail, Orta Doğu’daki krallık ve emirlikler, ABD olmak üzere küresel güçlerin rahatsızlık duyduğunu ifade eden Doç. Dr. Mehmet Şahin, Orta Doğu’daki temel sorunların dış politikayı yürütürken sağlam zemine basmak gerektiğine, artık neredeyse günlük olarak Orta Doğu’da ittifakların değiştiğine,  bu coğrafyada siyaset yaparken devletlerin kişiliklerini/yakınlıklarını/amaçlarını iyi tayin etmek gerektiğini sözlerine ekledi.

Orta Doğu’nun temel sorunun meşruiyet (yasallık) sorunu olduğunu da belirten Doç. Dr. Mehmet Şahin,  halk desteği alan ya da almayan devletlerin uyguladıkları siyasete ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve devam etti: “Jeopolitik kırılma halen devam ediyor.  Sünni kabarma denen süreci 2 şekilde patlattılar. İlki modeli ortadan kaldırmak, diğeri ise uyanan halk kitlelerini terörize etmekti.  Bunu da IŞİD’le yaptılar.  IŞİD, bir konsorsiyumdur. Kimsenin şimdiye kadar tanımladığını görmedim.   Renk, dil, ülke, millet farklı olsa da kodları davranışları aynı. Sadece farklı olan kasaları.”  

Aynı zamanda “Orta Doğu, şu anda Orta Çağı yaşıyor, aynı Avrupa’daki eski feodal düzeni andırıyor, bölünüyor ve ufalıyor.”  paylaşımında bulunarak bir devletin çökmesiyle devlet dışı aktörlerin yasal devletler ve terörist kimliğiyle ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Şahin,   Türkiye’nin dış politikada en büyük sorunun ABD ve Avrupa Birliği olduğu bilgisini vererek Türkiye’nin sözde müttefiki olan ABD’nin amacının PYD/YPG/PKK sorunuyla bir Kürt Devleti değil, PKK Devleti kurulmasını desteklediği görüşlerine yer verdi.

Son olarak Doç. Dr. Mehmet Şahin,  PKK/PYD/YPG’lilerin bir seküler yuvası oluşturmak amacındaymışçasına bir algı yaratmalarının ardındaki hain amaçlara karşı Türk Milleti olarak algılarımız açık olmasının yanında Türkiye’nin bu planları engellemesi, bozması ve reel politik ağırlıklı bir politika geliştirmemiz gerektiğini ve her alanda kapasitesini arttırmak zorunda olduğunun altını çizerek konuşmasını tamamladı.



HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube