Yayınlanma Tarihi: 26 Nisan 2016 Salı

Üniversitemizde “Küreselleşen Dünyada Türkiye” İsimli Panel Gerçekleştirildi

Üniversitemizde Prof.  Dr. Arif  Ersoy’un konuşmacı olarak katıldığı “Küreselleşen Dünyada Türkiye” isimli panel Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan, ilimizin kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, üniversitemiz öğretim elemanları ve öğrencilerinin katıldığı panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. 

“Panele katılan herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Böyle bir ortamda ve güzel Çorum’da gelişmiş bir üniversitede bizi bir araya getiren Allah’a hamdediyoruz.” diye konuşarak  duygusal bir konuşma yapan  Prof.  Dr. Arif  Ersoy,  “Binlerce toplantıya katıldım. Ancak bugün çok heyecanladım. Nedeni ise sokaklarında yoksul bir ailenin çocuğu olarak dolaşmak, şehrin mimarı için çalışmak ve o şehirde böyle bir üniversitede bulunmak beni çok duygulandırdı. Kendimi şu anda Nizamiye Üniversitesi’nde bir öğrenci olarak kabul ediyorum.” dedi.

Prof.  Dr. Arif  Ersoy “Küreselleşen Dünyada Türkiye” isimli sunumunun odak noktasının Türkiye’nin tarihi ve konumunu olduğu bilgisini vererek “Türkiye, dünyanın merkezinde yer alan bir ülkedir ve dünya tarihinde kalıcı medeniyetler burada ortaya çıkmıştır. Türkler, İslamiyetle tanıştıktan sonra tevhid ve adalet çizgisinde hak ve adalete yaptığı hizmetten dolayı önemli başarılar elde etmiştir.” diye konuştu. 

Prof. Dr. Ersoy, “Batılılara diyorum ki bizler Anadolu’yu işgal etmedik, fethettik.  Fetih işgalden farklıdır. Bizler barış tesis ettik. Osmanlı Devleti döneminde dünyaya kazandırdığımız en önemli olgu “farklılıkta birlik ilkesi”dir. Bu ilkeyi Medine site devletini örnek alarak yaptık ve bu ilkeyi gerçekleştirdik. Bizim medeniyetimiz farklı dil, kültür ve inanca sahip olan insanlığı 5-6 asır bir arada birlik ve barış içerisinde yaşamasını sağladık” dedi.

Tarihte önemli değişim ve kırılma noktaları olduğu üzerinde durarak “Bu dönemin en önemli olayları İstanbul’un fethi ve Viyana Bozgunu’dur. İstanbul’un fethiyle bütün Avrupa’yı değişti.  Feodal yönetimden Avrupa’yı  ticarete ve bilime açık hale getirdiler. O dönemde  büyük katkımız oldu. Viyana Bozgunu sonrasında ise milletimizin kurumsal yapısını yeniden kendi dünya ve değer ölçülerine göre düzeltmesi gerekirdi. Ancak Avrupalıları taklide başladıkları noktada 1699 Karlofça Antlaşmasından Kıbrıs zaferine kadar yapılan bütün anlaşmalarda hep kaybeden biz olduk, kazananlar Batılılar oldu.” diyen Prof. Dr. Ersoy,  “Hak ve adalete inanan insanların zalimleri taklit etmemeleri gerekir. Bir sorunla karşılaştıklarında kendi değer ölçülerine göre kendileri çözmeliler.” yorumunda bulundu. 

Aynı zamanda Batılıların kuvveti hak nedeni saydıkları bir düşünce yapısına sahip olduklarını, başka milletlerin fikirlerini benimsemenin değil, şu anda bir araya gelme ve kendi dünya görüşümüze göre ülkemizin sorunlarını kendimizin çözme vakti olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ersoy,  “Türkiye’de önemli değişmeler ve gelişmeler oldu. Bugün geldiğimiz noktada tarihin kırılma noktasına geldik. Eski kurumlar ve var olan mevcut sistem sorunları çözemez ve kuvvet merkezli ve haksızlığa dayanıyorsa sorunların çözümünü bulamazlar.” dedi.

 “Bugün dünya bir kırılma noktasındadır. Çünkü Sanayi İnkılabı’ndan beri çok büyük değişmeler olmuştur. Batılılar önce Merkantalizm sistemini kurmuştur ve kapitalizmin ilk şeklidir. Bu sistem dünyanın büyük bir bölümünü işgal etmiş ve sömürgeleştirmiştir. 20.yy.ın başında birçok ülke sömürge haline gelmiştir. Bu sistem her ne kadar kendisini sanayi kapitalizmi olarak yenilemişse de bugün finans kapitalizmi aşamasına haline gelmiş ve artık kapitalizm sorun çözemiyor.” diye konuşan Prof. Dr. Ersoy, İbn-i Haldun’un sözünden istifade ederek “Uygarlıklar zamanla doğarlar, büyürler, yaşlanırlar ve yıkılırlar.”  dedi ve ekledi: “Bugün kapitalizm yıkılış aşamasındadır ve birçok sorunu çözememektedir. Kapitalizmde, kâr marjı faize yaklaştıkça problem artar, faize eşit olursa ekonomi durgunlaşır ve faizin altına düşerse savaş olur. Bugün bizim coğrafyamız adeta savaş bölgesi halindedir. Bunlar mevcut sistemin ürettiği ürünler ve sorunlardır. Karşılıksız parayla dünya tarihinde olmayacak derecede dünya sömürülüyor ve yoksullaşıyor.”

Mevcut kapitalist sistemin kimi ülkeleri yoksullaştırırken kimi ülkeleri de tekelci sermaye haline getirdiği üzerinde duran Prof. Dr. Ersoy,  “Dünyanın 3’te 2’si durmadan yoksullaşırken sayısı birkaç yüzü geçen tekelci sermaye dünyaya hâkim oluyor. Dünyada böyle bir sömürü dönemi hiç yaşanmamıştır. Adeta insanlar kâr için sürekli öldürülmektedir. Bugün temel hedef ise Türkiye’dir. Türkiye sıradan bir ülke değildir. Mazlum milletlerin bir ümidi haline gelmiş bir ülkedir.” yorumunda bulundu.

Birlik ve beraberlik çağrısına vurgu yapan Prof. Dr. Ersoy, “Ülkemizin kendi inancı ve dünya görüşünün etrafında yeniden kenetlenme zamanıdır. Önce biz ülkemizde birlik ve bütünlüğü sağlamalıyız.  Bizim ülkemizde ırkçılık yoktur. Farklılıkta birliği sağlamış bir milletiz. Bizim medeniyetimiz çatışma medeniyeti değil, barış medeniyetidir.” diye konuştu.

Son olarak Prof. Dr. Arif  Ersoy,  “Mutlaka Türkiye yeni bir anayasa yapacaktır/yapmalıdır. Bu kez anayasayı kendi milletimizin dünya ve değer ölçülerine göre yapar isek dünyanın en demokratik ve en özgürlükçü anayasası olacaktır.  Türkiye böyle bir anayasaya kavuşunca örnek bir ülke olacaktır. Türkiye’nin öncülüğünde yeni ve adil bir dünya kurulacaktır.” diyerek gençlere “İlk başta başarıyı düşünün, büyük ve geleceğe yönelik idealleriniz olsun, kendinizi iyi yetiştirin ve uygulamaya önem verin.” tavsiye ve öğütlerinde bulundu.

“Küreselleşen Dünyada Türkiye” isimli panel soruların cevaplandırılmasının ardından sona erdi.



HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube