Küresel dünyada ülkelerin yüksek rekabet gücüne sahip bir yapıya dönüşmesinde ülkelerin bakış açıları ve izledikleri politikalar yanı sıra yaptıkları Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) yatırımları da büyük bir rol oynamaktadır. Dünyanın en güçlü ekonomisine sahip ülkelerin Ar-Ge harcamaları ve bu harcamaların gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı da göreceli olarak diğer ülkelerden fazladır.
Bu konuda hükümetimiz tarafından büyük miktarlarda destekler verilmekte olup, TÜİK verilerine göre merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetleri için geçen yıl bir önceki yıla göre %10 artışla 6,2 milyar lira harcama gerçekleştirilirken, bu yıl için ise 7,5 milyar lira başlangıç ödeneği ayrılmıştır. Bu sonuca göre, 2015 merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetleri için gerçekleştirilen harcamaların Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içerisindeki oranı %0,32, merkezi yönetim bütçe harcamaları içerisindeki payı ise %1,08 olmuştur. Bütçe başlangıç ödenekleri esas alınarak yapılan tahmini sonuçlara göre 2016 yılı merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için tahsis edilen başlangıç ödeneği 7 Milyar 461 Milyon TL olmuştur.
Her ne kadar özel sektör, kamu kurumları ile diğer kurum ve kuruluşlar Ar-Ge yatırımı ve çalışmaları yapıyor olsa da, Üniversitelerin, sahip olduğu beyin gücü açısından yetişmiş akademik personel, teknolojik ve bilimsel altyapıları ve bunların sonucunda bilgi üretme potansiyeline sahip en önemli kurumlardan biri olduğu dikkate alındığında, klasik yapılagelen çalışmalara ek olarak, yeni teknolojilerin üretilmesinde, üretilen bu teknolojinin de ülkemizin gelişimini sağlayacak yüksek katma değerli ürünlere -üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde- dönüşmesinde kilit bir rol oynadığı görülmektedir. Bu çalışmalar aynı zamanda yükseköğretimdeki araştırmacıların pratik tecrübelerinin de artmasına vesile olacaktır. Böyle bir işbirliğinin bir projeye bağlı olmadan da oluşturulabilmesi, sürekli bir bilgi ve tecrübe alışverişi sağlaması açısından önemlidir. Şu anda Ar-Ge harcamalarının GSMH içindeki oranı %1 mertebesinde iken bu rakamın 2023 hedefi olan %3’lere ulaşması için çok yoğun çabalar sarfedilmektedir.
Üniversitemiz, sadece eğitim çalışmaları ile değil, destek olduğu Ar-Ge çalışmaları ile bölgesel katkı sağlayan ve bölgenin gelişmesinde etkili olan bir Üniversite olmayı önemsemekte olup Hükümetimizin de Ar-Ge yatırımlarına yönelik atılımları doğrultusunda eğitim ve araştırma faaliyetlerine büyük yatırımlar yapmaktadır. Üniversitemiz’de en önemli Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştirildiği BAP kapsamındaki toplam 8 farklı proje türünden 2011’den bu yana 400’e yakın projeye yaklaşık 14 milyon TL proje desteği verilmiştir. Ayrıca, TÜBİTAK, Avrupa Birliği, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) ve Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının finanse ettiği Engellilere Destek Programı (EDES) gibi projeler ve Ulusal Ajans Hibeleri ile toplam 6.100.000 TL destek sağlanmıştır. Bunun ötesinde geçtiğimiz sene faaliyete geçen HÜBTUAM, Teknokent ve Üniversitemizin farklı birimlerindeki mevcut laboratuvarlarımızdaki bina ve cihaz yatırımı, bilimsel çalışmaların alt yapısının oluşturulmasında gerekli olan kütüphane ve bilgi işlem ilişkili gelişmeler ve bir Ar-Ge çalışması olan Ekmek Üretim Laboratuvarı için yapılan desteklerle birlikte son 5 yılda Ar-Ge ve bilimsel çalışmalara verilen doğrudan ve dolaylı destek miktarı 70.000.000 TL’yi aşmıştır. Üniversitemizin vermiş olduğu bu desteklerin sonucu olarak da bağımsız kurum ve kuruluşlarca kabul gören ve uluslararası akademisyenliğin en önemli göstergeleri olan uluslararası yayınlarımızın sayılarında önemli artışlar gerçekleşmiştir (2011 yılında kişi başına 0.34’den, 2015 yılında 0.65’e çıkmıştır). Üniversitemizde çok yüksek dolulukla yaklaşık 17,000 öğrenciye ulaşılmış, sadece ön lisans/lisans eğitiminde değil, lisansüstü eğitiminde de önemli gelişmeler katedilmiş, ilimiz ile yakın bir diyalog içinde bilim, bilim için değil, bilim insanlık için anlayışıyla her alanda üniversitemiz büyümesini sürdürmüştür. Zira ülkemizdeki Üniversiteler sıralamasında bu başarıların somut sonucu olarak sürekli bir şekilde yükselme görülmüştür. Örneğin URAP Araştırma Laboratuvarı tarafından Türkiye’deki Üniversitelerin 2016-2017 Türkiye Sıralama Sonuçlarına göre aralarında Üniversitemizin de bulunduğu 2000 Yılından Sonra Kurulan Üniversiteler Genel Sıralamasında Üniversitemiz 2011 yılına göre 26 basamak yükselerek 15. sıraya; Devlet Üniversiteleri Genel Sıralamasında ise, 28 basamak yükselerek 60. sıraya yerleşmiştir.
Ülkemizin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olabilmesi için Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranının %3’e çıkarılması gerek.
Konuyla ilgili olarak değerlendirme yapan Rektör Prof.Dr. Reha Metin Alkan dünyadaki gelişmiş ülkelerin en önemli ortak özelliklerinin teknoloji ithal eden ve kullanan bir yapıdan, teknolojiyi üreten ve ihraç eden, böylelikle küresel dünya pazarında yüksek bir rekabet gücüne sahip olmaları olduğunu, ayrıca güçlü Üniversitelere ve araştırma merkezlerine sahip olduklarının görüldüğünü belirtti. Rektör Prof.Dr. Alkan, “Ülkemizin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olabilmesi için Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ye oranının %3’e çıkarılması hedeflenmiştir. Bir kaç yıl önce gündeme gelen 4. Sanayi Devrimi veya Endüstri 4.0 olarak adlandırılan yeni üretim çağına hazırlıklı olmamız, bu süreci yöneten olmamız, içinde rol almamız da çok önemli ve gerekli. Bizlerin 2023 yılında bilim ve teknolojiye hakim, teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir refah toplumu olabilmemiz, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer almamız, 25-30,000 USD dolarlık bir GSMH’ya erişmemiz için, Ar-Ge’ye dayalı çalışmalarımızı artırmamız ve orta ve yüksek teknoloji ürünlerinde Afro Avrasyanın üretim ve tasarım üssü olmamız için çok yoğun gayret sarfetmemiz gerek.” dedi.
Ar-Ge’ye yapılacak 1 milyar USD’lık yatırım, gelecek 10 yıl boyunca Türkiye GSYİH’nı %1 artıracaktır
Rektör Alkan, “2023 hedeflerine ulaşmak için yıllık ortalama %10’un üzerinde ihracat artışına ihtiyacımız bulunmakta ve bunun için de katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve ihracatı gerek. Bu tür ürünler ise Ar-Ge, inovasyon ve ileri teknolojiye dönük çalışmaları gerektiriyor. Bu alanlarda yapılacak harcamalar başlangıçta yüksek gibi görünse de, orta ve uzun vadede kesinlikle geri dönüşü olacaktır. Zira her yıl Ar-Ge’ye yapılacak 1 milyar USD’lık yatırımın, gelecek 10 yıl boyunca Türkiye GSYİH’nı %1 artıracağı ifade edilmektedir.” dedi.
Üniversitemizde son 5 yılda Ar-Ge’ye dönük doğrudan veya dolaylı 70,2 milyon TL’lik destek sağlanmıştır.
Rektör Prof.Dr. Alkan “Ülkemizin dünya pazarında rekabet gücünün artırılması, başta üniversitelerimizin sahip olduğu bilim ve teknolojinin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesi, ihracatımızdaki orta ve yüksek teknoloji ürünlerinin payının artırılması, yüksek katma değerli üretim kapasitemizin artırılması için bizler de hükümetimizin sağladığı imkanları Üniversitemizin ve şehrimizin hizmetine sunduk. Üniversitemizde bilimsel araştırmalar yapan öğretim elemanlarımıza Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Birimi aracılığıyla farklı kategorilerde ve bütçelerde önemli destekler verilmektedir. Söz konusu desteklerle, Üniversitemizde araştırmaya yönelik proje kültürünün yaygınlaştırılması, nitelikli proje üretilmesi ve bilimsel hareketliliğin arttırılması ile evrensel ve ulusal bilime, ülkenin teknolojik, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına katkı sağlanması hedeflenmektedir. 2010 yılında öğretim üyesi başına yalnızca 423 TL olan BAP destek miktarı, 2015 yılında 66 kat artarak 28,736 TL’ye ulaşmıştır. Göreve geldiğimizden bu yana yaklaşık 21,5 milyonu Merkez Laboratuvar ve Teknokent inşaatına ait olmak üzere, 70,2 milyon TL’ye yakın Ar-Ge’ye dönük doğrudan veya dolaylı destek sağlanmıştır. Hükümetimizin bu konudaki destekleri her geçen gün artmakta olup, bizler de bu doğrultuda tüm araştırmacılarımıza destek sağlamaya devam edeceğiz” dedi.