Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bulunan Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca düzenlenen “2017 Yılı Elektrik Yatırımları Toplu Açılış Töreni” Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirildi. Çok sayıda siyasi ve bürokrat ile birçok konuğun katıldığı Törene, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürümüz Doç. Dr. Sinan Çalışkan da katıldı.
Konuşmasına elektrik santrallerinin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını dileyerek başlayan Sayın Erdoğan, projelerin ülkeye kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu törenle yıl bitmeden 6 bin 90 megavat gücünde bin 583 tesisin ülkeye kazandırıldığını belirterek, “Bu tesislerin kurulu güç bakımından yaklaşık yüzde 78'lik kısmı lisanslı, yüzde 22'lik kısmı ise kendi tüketimini karşılamaya yönelik olarak hayata geçirilen lisansız elektrik santrallerinden oluşuyor. İnşallah yıl sonuna kadar yaklaşık bin 191 adet toplam 2 bin 132 megavatlık elektrik üretim tesisini daha devreye alacağız.” ifadesini kullandı.
Santrallerin de hizmete girmesiyle sadece 2017 yılında toplam 2 bin 774 adet ve 8 bin 222 megavatlık tesisin Türkiye'ye kazandırılacağına işaret eden Erdoğan, "Böylece bir yılda devreye giren üretim santralleri açısından yeni bir rekora imza atıyoruz. Enerji, özellikle elektrik enerjisi alanındaki yatırımlarımıza inşallah bundan sonra da hız kesmeden devam edeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkelerin büyüme oranlarıyla enerji tüketimleri arasında, hatta refah düzeyleriyle doğrudan bir ilişkisi bulunduğunu vurguladı.
‘Enerji hamlelerimizi baltalamak için özel çaba harcıyorlar’
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, yerli kömürün elektrik üretimindeki payının ise yüzde 16'ya yükseltildiğine değinerek, elektrik üretiminde 10 bin 550 megavat olan yerli kömürün kurulu gücüne yakında 5 bin megavat daha ilave kapasite ekleneceğini de açıkladı.
Sadece ülkede değil, bütün dünyada elektrik üretiminde kömür kullanımının giderek yaygınlaştığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
“Birileri bize çok farklı bir şekilde akıllar veriyor. İçeriden akıl veren var, dışarıdan akıl veren var. Son yılların yükselen ekonomileri olan Çin ve Hindistan bu başarılarını önemli oranda elektrik üretiminde kömür kullanmaya, yani kendi kaynaklarını değerlendirmeye borçludurlar. Aynı şekilde Polonya yüzde 84, Almanya yüzde 42, İngiltere yüzde 39 ve Danimarka yüzde 34 oranında elektrik ihtiyacını kömürden karşılıyor. Avrupa'da hali hazırda işletmeli olan 682 kömür santraline ilaveten, 30 yeni kömür santrali daha inşa ediliyor.
Durum bu kadar açık bir şekilde ortadayken, ülkemizde sayıları az fakat sesleri çok çıkan belli kesimlerin, enerji hamlelerimizi baltalamak için özel çaba harcadıklarını görüyoruz. Boşuna çaba harcamayın. Bu kervan gidiyor, böyle de gidecek. Çünkü bunların bu ülkede dikili taşları yok, bir dikili ağaçları yok. Bu alanlarda attıkları en ufak bir adım yok. Bunlar sadece gelsinler, bu tür gösteriydi, şuydu buydu, vesaire... Bu tür şeyleri yapıp kendilerine göre, kendilerini tatmin etsinler. Biz bu ülkede karanlık bir köy görmek istemiyoruz.”
‘Nükleer de birilerini rahatsız ediyor’
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, termik santrallerde yoğun bir hareketlenme başladığını belirterek, güneş ve rüzgar enerjisinde çok önemli adımlar atılmaya başlandığını söyledi.
Enerji denildiği zaman onun alt yapısını oluşturan ne varsa Türkiye'nin artık bunları kullanır hale geldiğini vurgulayan Sayın Erdoğan, “Şimdi nükleere giriyoruz. Nükleer de birilerini rahatsız ediyor. Rahatsız olsanız da olmasanız da biz nükleer enerjiyi de yapacağız.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjiyi kilovatsaatte ne kadar daha ucuza halka ulaştırmanın derdi içinde olduklarını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim böyle derdimiz var ama bunların böyle bir derdi yok. Böyle bir anlayışı da yok. Onun için biz onu da yapacağız. Bu safsatalarının tutmadığını görünce bunlar ne yaptılar? Bu sefer dümeni çevreciliğe kırdılar. Ömürlerinde bir ağaç dikmemiş, bir fidana su vermemiş kişiler, birden başımıza ekoloji uzmanı kesildiler. Gezi olayları sırasında insanımızın canına kast eden, esnafın dükkanını yağmalayan, polisimize kurşun sıkan vandalları, üç, beş ağaç için mücadele eden çevreci gençler diye pazarlamaya kalktılar.
Baktılar bu etiket, yurt dışındaki Türkiye düşmanı çevrelerde onlara prim kazandırıyor, işi terör örgütünün broşürüne çevirdikleri gazetelerinde eli kanlı teröristleri ekolojik kahramanlar olarak sunmaya kadar vardırdılar. Çukur eylemlerinde de bu kesimlerin benzer tavırlarına şahit olduk. Öyle ki kim gerçekten samimi çevreci, kim bu işleri başka amaçlar için kullanan istismarcı, inanın ayırt edemez hale geldik. Mesele gerçekten çevreyse, bu ülkenin orman varlığını yaklaşık 21 milyon hektardan, 22,5 milyon hektara çıkaran bir iktidar partisinin lideri olarak kimse kusura bakmasın çevreci sıfatını ben bunlara bırakmam.”
Gerçek manada çevreci olmayanları ifşa etmeyi vazife bildiğinin altını çizen Erdoğan, Türkiye'de bu tür istismarları yapanların genellikle kendilerini "sol" ve "sosyalist" gibi sıfatlarla tanımladıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Kimileri liberal gibi görünseler de hepsinin yıldızını kazıyınca altından inanın bunlar çıkar. Türk solunun tarlası, sözüm ona karşı oldukları emperyalistler tarafından çok önceden sürülmüştür. Bu gruplar, tarihimizin önemli bir bölümünde Türkiye'nin büyümesini sabote etmenin, ülkemizi kaos ve çatışma ortamına sürüklemenin en kullanışlı araçları olmuştur. 'Kahrolsun' dedikleri tüm güçlerin, Türkiye karşıtı tüm çevrelerin bilerek ya da bilmeyerek taşeronluğunu yapmışlardır. Dün darbecilere, vesayetçilere gönüllü hizmetkarlık edenler, bugün de Türkiye'nin enerji yatırımlarını baltalamak isteyenlere piyonluk yapıyor. Kimse aksini iddia etmesin, herkes kullanırken, bu ülkede kömüre karşı çıkmak demek, Türkiye kendi kaynaklarını değerlendirmesin demek değil midir?”
“Meselemiz milli ve yerli bir altyapıya sahip olmak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli kaynakları harekete geçirme modeliyle sadece enerji maliyetlerini düşürmekle kalmadıklarını, aynı zamanda enerji teknolojilerinin yerelleşmesi anlamında da ciddi bir devrime imza attıklarını belirterek, Türkiye'nin bu alanda teknoloji ihraç eden bir ülke konumuna gelme yolunda ilerlediğinin altını çizdi.
Gelecek 10 yıl içinde 10 bin megavat güneş ve 10 bin megavat rüzgar enerjisini devreye almak istediklerini aktaran Erdoğan, "Buna hazır olan girişimcilerimizin şu anda aramızda olduğunu görüyorum. Bundan dolayı da mutluyum.” diye konuştu.
Bakanlığın yerli kömüre daha fazla teşvik sağlanması konusunda çalıştığını bildiren Erdoğan, “Bu hususta önümüzdeki yılın ilk aylarında, inşallah bir müjde açıklanacak. Milli enerji ve maden politikası, Türkiye'nin gelecek yıllardaki hedeflerine ulaşmasında önemli bir itici güç olacaktır. Bizim temel meselemiz, siyasi, mali, ekonomik, diplomatik, adli, askeri, kültürel her alanda milli ve yerli bir altyapıya sahip olmaktır. İnşallah bunu hep birlikte gerçekleştireceğimize inanıyorum. Bunun için yatırımcılarımızdan, yeni projelerin haberlerini bekliyorum.” değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: AA