xSağlık alanına büyük önem veren Tıp Fakültemiz, her alanda olduğu gibi sağlık alanında da bünyesinde barındırdığı Tıp Fakültesi öğretim üyelerimizin yapmış olduğu başarılı tedavi yöntemleriyle ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyor.
Bu kapsamda sadece şehrimizde değil, çevre illerden gelen hastalara da hizmet veren T.C. Sağlık Bakanlığı Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanemizde, Akciğer ve Meme Kanseri Ameliyatları başarıyla yapılarak hastalarımız sağlığına tekrar kavuştu. İlk kez Hastanemizde bazı seçilmiş hastalarda, kemoterapi yerine tanı sonrasında, direkt “Akıllı İlaç” adı verilen yeni ilaçlar ile tedaviler uygulanmaya başlanmıştır.
Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan ve Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Nurcan Baykam’ın yaptığı hasta ziyaretinde, Tıp Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Mete Dolapçı, Hastane Yöneticisi Doç. Dr. Çağatay Evrim Afşarlar ve Kamu Hastaneleri Birliği Çorum Genel Sekreteri Uzm. Dr. Ömer Sobacı hazır bulundu.
Hastalarımıza geçmiş olsun ziyaretinde bulunan Rektörümüz Prof. Dr. Alkan, Üniversitemizin günden güne her alanda kaydettiği büyüme ve gelişmeyle her geçen gün farklı başarılara imza attığını belirterek tecrübeli öğretim üyelerimiz ve deneyimli hekimlerimizle birlikte gerçekleştirilen başarılı operasyonların Tıp Fakültemiz ile hastanemizin ne denli büyüdüğünü gösteren en önemli somut çıktılar olduğunu vurguladı.
Bu ve benzeri operasyonların ilimizde yapılıyor olmasından dolayı büyük bir gurur ve mutluluk duyduğunu da dile getiren Rektörümüz Prof. Dr. Alkan, Üniversite olarak sağlık konusunda hassas olduklarını ve sağlık alanına büyük önem verdiklerini yineleyerek Tıp Fakültemizin bünyesinde imza atacağı başarılı çalışmaların artarak devam edeceğine yürekten inandığını belirtti.
Yapılan tedaviye ilişkin açıklamalarda bulunan Üniversitemiz Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahili Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meral Gülhan, Akciğer Kanseri’nin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık görülen ve en çok kanser ölümüne yol açan kanser türü olduğunu ve Hastanemizde bu hastalığa en gelişmiş tekniklerle tanı konulduğunu ve tedavi planlanmasının yapıldığını ifade ederek Akciğer Kanseri’nde çoğu zaman ilaç tedavisi yani kemoterapi uygulanması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Gülhan açıklamasında şunlara da yer verdi: “Son yıllarda Akciğer Kanseri’nin ilaç tedavisinde ciddi gelişmeler yaşanmaktadır. Bazı seçilmiş hastalarda, kemoterapi yerine tanı sonrasında, direkt akıllı ilaç adı verilen yeni ilaçlar ile tedavi mümkün hale gelmiştir. Akıllı ilaçlar tümör dokusunda kanser gelişimine yol açan özel bir gen saptandığında etkilidir ve direkt bu hedef üzerinden tümörü yok etmektedir. Kemoterapiye göre çok daha az yan etkiye yol açmaktadır. Uygulaması çok kolay olup ağızdan kullanılan ilaçlardır. Hastanemizde Akciğer Kanseri tanısı konulan olgular, bu yönden değerlendirilmekte ve en güncel tedavi yaklaşımı uygulanmaktadır. Kliniğimizde yatmakta olan bu hastamızda da yapılan incelemeler sonucunda özel bir gen mutasyonu saptanmış ve kemoterapi başlanmadan direkt “Akıllı İlaç” tedavisine başlanmıştır.”
Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Betül Bozkurt ise açıklamasında şunlara yer verdi: “Meme başını ve arkasını içeren alanda (burası meme başına gelen ana süt kanallarının birleşim yeridir) ortaya çıkan meme kanserleri için standart cerrahi yaklaşım memenin tümünün alınmasıdır (Mastektomi). Bizim bu hastada yaptığımız teknikte, kanser cerrahisi için geliştirilen kozmetik cerrahi yaklaşımla (onkoplastik cerrahi); tümör özellikleri ve meme yapısı uygun olan hastalarda; hastanın memesini almadan, uygun cerrahi yaklaşımla hastanın memesi korumak mümkün olabilmektedir. Bu hastada kanserin boşaldığı ilk lenf bezini de (sentinel lef nodu) özel bir boya yardımıyla saptayarak koltuk altına kanser yayılımı olmadığını gösterdik ve hastanın hem memesini, hem de koltuk altı lenf bezlerini koruduk. Uygulanan cerrahi yöntem hastanın uygun ve tam tedavisini sağlarken, cerrahi tedavinin getireceği organ kaybı (memenin alınması), koltuk altı lenf bezlerinin alınması sonucu oluşabilecek kolda şişme (lenf ödem) o kolun kullanılamaması gibi istenmeyen ve önlenemeyen sonuçlardan da hastayı korumaktadır. Ayrıca kadının vücut bütünlüğünün önemli bir parçası olan memenin korunması hastanın psikolojik yönden de tedavisine katkı sağlamaktadır.”
Rektörümüz Prof. Dr. Alkan, gerçekleştirilen bu başarılı ve yeni tedaviler için Tıp Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Mete Dolapçı, Hastane Yöneticisi Doç. Dr. Çağatay Evrim Afşarlar, Dahili Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meral Gülhan, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Betül Bozkurt, ameliyatı gerçekleştiren uzman doktorlarımız ile tüm hastane çalışanlarına teşekkür etti.