Yayınlanma Tarihi: 18 Mart 2018 Pazar

Üniversitemizde “103. Yılında Çanakkale Zaferi” Paneli Düzenlendi

Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen Üniversitemiz Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demiryürek’in moderatörlüğünde, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ile Prof. Dr. Necdet Hayta’nın konuşmacı olarak katıldığı “103. Yılında Çanakkale Zaferi” konulu panel, MYO Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Panele Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Prof. Dr. Necdet Hayta, Üniversitemiz akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.

Saygı duruşundan bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından etkinlik, konuşmacıların özgeçmişinin okunmasıyla devam etti.

Etkinliğin moderatörlüğünü yapan Üniversitemiz Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demiryürek, Çanakkale Zaferi’yle ilgili konuşmasında “Çanakkale Zaferi, 103 yıldan beri gönlümüzde, kalbimizde yaşayan tarihi bir olay. Biz bu savaşı hiç unutmadık, unutmayacağız.  Bu Boğaz Harbi’nin dünyada eşi benzeri yoktur.  Dünyanın hemen hemen her tarafından aziz vatanımıza işgale yeltenilmiştir ancak işgali gerçekleştiremeyen düşman, ülkesine giderken millet olma bilincine varmış olarak dönmüştür.”  diye konuştu. Prof. Dr. Mehmet Demiryürek konuşmasında şunları da kaydetti: “Çanakkale Zaferi, tarihimizde bir dönüm noktasıdır. Bu zafer, bir önderi, bir kahramanı da ortaya çıkarmıştır. O kişi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.  Bu ulus, onun ardından gitti. Bu millet, çok büyük bir millet.  Öyle basit bir savaş değildir. İngilizlerin iki gücü olan para ve orduyu alt edip onları mağlup etmişizdir.” diyerek konuşmasını tamamladı.

İlk konuşmacı Prof. Dr. Necdet Hayta, Çanakkale Savaşı’nın tarihi hakkında bilgilendirme yaptı. Çanakkale Boğazı’nın stratejik bir öneme sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Necdet Hayta,  tarihin başka dönemlerinde de bu boğaza karşı birçok saldırı gerçekleştiğini üzerinde durarak “Bu saldırılara her zaman Türk halkının cevabı direnişler olmuştur. Çanakkale her zaman bizim için çok önemli olmuştur. Bu önemine istinaden İngiltere başta olmak üzere birçok ülkenin emeli vardı. İngiltere’nin amaçları; Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak, Rusya’dan önce Boğazları ele geçirmek ve ardından İstanbul’u ele geçirmek, Hindistan’a giden yolları güvence altına almak, kapatmak,  İtalya’nın ve Arap ülkelerinin kendi safında yer almasını sağlamak, kamuoyunu rahatlatmaktı.” dedi.

Prof. Dr. Necdet Hayta, “İngiltere’nin düşüncesi eğer ki donanmaları Çanakkale Boğazı’nın geçerse, Birinci Dünya Savaşı’nın galibiyetinin belirleneceği düşüncesiydi. Ancak düşündükleri gibi bir zafer değil, çok büyük bir mağlubiyet aldılar. Dönemin İngiliz Gazetesi The Times gazetesinde şunlar kaydedilmiştir: ‘Çanakkale Muharebeleri, İngiliz İmparatorluğu tarihinde en faicadar sayfaları teşkil etmiştir.’ Türk ordusu son ana kadar Çanakkale’yi savunmuşlardır.  Savaş sonucunda 207 binin üzerinde şehit vermiş olsakta,  İngiltere’ye ‘Çanakkale, hiçbir zaman geçilmez.’ dedirtmişizdir.”  diye konuştu. 

Prof. Dr. Necdet Hayta, İngiltere’nin savaş ihlallerinden ve hukuk dışı uygulamalarını gerçekleştirdiğini birçok belgelerde yer aldığına dikkat çekerek buna karşın Osmanlı’nın böyle hukuk dışı uygulamalar yapmadığını da sözlerine ekledi.  Savaşın sonuçlarını hem İngiltere hem de Türkiye Tarihi açısından değerlendiren Prof. Dr. Hayta,  “Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın dediği gibi Türkiye Tarihi açısından, yeni Türkiye’nin önsözü olmuştur bu zafer. Bu savaşta, her kesimden insan savaşmış, Türk Milleti’nin önderi belirlenmiştir.  Çanakkale Savaşı, Balkan Savaşları’nda yaşanan travmanın utancını tekrar yaşatılmaması için yapılan bir and gibidir.” ifadelerinde bulundu.

Prof. Dr. Necdet Hayta son olarak, “Başta Mustafa Kemal ve silah arkadaşları olmak üzere,  var oluşumuzun birlik ve beraberliğimizin ve vatan sevgimizin ölümsüz abidesi için gönlümüzde yaşattığımız aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, “Çorum’un insanı çok değerli. Çok yakinen tanıdım insanlarını. Yukarıdaki insanların aşağıdakileri sahiplenmesi mükelleftir. Ancak Kutadgu Bilig der ki,  ‘Aşağının da yukarıyı sahiplenmesi lazım.’ Çorum çok değerli bir yer. Çok önemli bir vatan parçası. Medeniyetler beşiğidir. Çorum, Diyar-ı Rum’un Anadolu olması Türkiye olmasında Çorum başrol oynayan topraklardan. Şüphesiz ülkenin her yerinde olduğu gibi Çorum da Çanakkale’de çok şehit vermiştir.” diyerek konuşmasına başladı. 

Tarihin önemi üzerinde durarak günümüzde Türk Tarihi’nin daha çok araştırıldığına işaret eden Prof. Dr. Refik Turan,  “Tarih her geçen gün güncelleniyor. Daha çok insanımız dikkat kesiliyor. Tarih bizim kimliğimiz, hazinemiz. Dünyanın en büyük hazinesi Türk Tarihi’dir.” diye konuşarak Çanakkale Savaşı’nın çok yönlü bir savaş olduğundan bahsetti ve ekledi: “ “Çanakkale Savaşı;  hava, deniz ve kara kuvvetlerinin ilk defa bir arada içtima eylediği bir savaş. Her yıl bu zaferi anıyoruz, yeni bulgular ortaya çıkıyor, bu bulgular yeni yorumlar getiriyor. Çanakkale’nin bir özelliği de askeri uzmanlar ve tarihçilerin Birinci Dünya Savaşı’na bu ismi vermelerinin nedeni, bir dönemde dünya üzerinde çıkan savaşa, o dönemin askeri güçlerinin kahir eksenine kapılırsa buna dünya savaşına diyoruz. Bu dönemde de düveli muazzama yani büyük devletlere denilen yapı, bu savaşa girdi. Bu çerçevede sömürge hüviyetine sahip olan Avrupalılar, birçok medeniyeti peşinden sürüklediler. Çok milletli bir muharebe alanı görüyoruz. Gelibolu büyük bir yer değil. Savaşta km² ’ye 176 şehit düşen ya da ölü düşen bir yer Gelibolu. Çanakkale Savaşı ve cephesi, Birinci Dünya Savaşı’nın tesiri bakımından savaşın bir numaralı cephesi oluyor.”  dedi.

Toplumların savaşlarla şekillendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Refik Turan,  şunları kaydetti: “Bu savaş belki o zamanki dünya güçlerinin çok fazla muharebe alanında bulunmasının yanı sıra en teknik vasıtalarını bulunmasının yanı sıra o zamanki dünya güçlerinin tarihe en çok birebir atıf yapılan savaştır. 1915’te geriye doğru baktığınızda, insanoğlunun fiili olarak en zor gerçekleştirdiği savaştır. Toplumun kaderi savaşla çizilir.  Uygarlıklar, kültürler savaşla başlar. Arkasından doğan yapılarla yükselir.”   

Prof. Dr. Turan,  “Çanakkale Muharebesi’nin bir tarafında dünyayı tek elden yönetmek isteyen başta İngiltere ve birçok Avrupalı ülke, bir tarafta Osmanlı devleti vardı. Mucizeler hesaplanarak savaşa girilmez. Mucizeler Allah’ın bir lütfudur. Olayların sonucuna baktığımızda 5-6 saatte milletlerin kaderini belirler savaşlar.  Çanakkale Savaşı da 6 saat içerisinde çizilen dünyanın kaderidir. İngilizler için bu mağlubiyet bir hüsrandı, bir sürprizdi. 200 yıldır İngiliz donanması hiç yenilmemiştir. Dünyanın bir numaralı devletiydi. İngilizler için kabul edilemeyecek bir hüsrandı, utanç duyulacak bir savaştı Çanakkale Savaşı.” dedi.

“Türk Milleti’nde ‘Devleti ebedi müddet’ felsefi vardır. Sadece bu düşünce bile yaşatmaya devam ettirir, büyük bir güçtür.” diye konuşan  Prof. Dr. Turan,  “Batı’nın attığı hiçbir adım, tesadüf değildir.  Tarihi bizzat yaşatır. Bundan asla da vazgeçmez. Bugün Afrin’de yaşanılan olay da tesadüf değildir, Münbiç’te yaşanılan olay da tesadüf değildi.”  yorumunda bulundu.

“Esas olan yaşamaktır.  Yaşamak için şehit olunur. Şehitliğin hedefinde yaşamak vardır.  Çanakkale Savaşı, bütün dünya askeri tarihine, zihnine ve edebiyatına girmiştir.  Bizim için en önemli yanı da Kuvay-ı Milliye liderini “Mustafa Kemal”i ortaya çıkarmasıdır.” diye konuşan Prof. Dr. Turan, vatanın Türk Milleti açısından önemine değinerek “Türk Milleti, vatanla bütünleşmiştir. Vatan bizim evimizin dışındaki evimizdir. Vatan olmadan tarih olmaz. Tarih bir kimliktir. Ancak orada hatıralarımız olursa vatan olur. Uğruna ölürsek vatan olur. Çanakkale’nin bedeli fevkalede ödenen topraklardır.” 

Prof. Dr. Turan, Necmettin Halil’in ‘Dur Yolcu’ şiirinden bir bölüm okuyarak “Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın, bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir.”  alıntısında bulundu. 

Konuşmasını son olarak Şair Nail Memik’in şiiriyle bitiren Prof. Dr. Refik Turan, “Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuş’tular, Tam üç alayla, burada gönülden vuruştular. Düşman, tümen sanırdı bu şaheser erleri, Allah'ı arzu ettiler, akşama kavuştular” diyerek konuşmasını tamamladı.

Konuşmaların tamamlanmasının ardından Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ve Prof. Dr. Necdet Hayta’ya Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan tarafından plaket takdiminde bulunuldu.


HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube