Sabancı Üniversitesi, TÜBİTAK, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Hacettepe Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi Kütüphaneleri Konsorsiyumu (ANKOS) işbirliği ile Açık Bilim ve Açık İnovasyon konusundaki gelişmeleri kapsamlı bir biçimde gözden geçirmek, bu gelişmelerin Türkiye'deki Açık Erişim politikalarına, fonlama ve destek uygulamalarına yansımalarını tartışmak ve bu yönde stratejiler geliştirilmesini sağlamak amacıyla düzenlenen Türkiye Açık Bilim Zirvesi’nde açık bilim ve açık inovasyon konuları tartışıldı.
Rektörümüz Prof. Dr. Reha Metin Alkan’ın da katıldığı zirvede konuşan Sabancı Holding CEO’su Mehmet Göçmen, “Dünyanın çok hızla değiştiği; birbiriyle çelişen ve bazen de birbirini tamamlayan birçok süreci beraber yaşıyoruz. Teknolojik gelişimler, veriye ulaşım ve veriyle dayalı iş modelleri dünyada bildiğimiz tüm iş modellerini tehdit etmekte. Herkesin herkesle rekabet ettiği, çimento şirketlerinin sigorta satabildiği; otomotiv, bankacılık, sağlık, enerji gibi sektörlerde dünyadaki iş modellerinin sorgulandığı ve tekrar tanımlandığı bir dönem yaşıyoruz. Bir taraftan da açık inovasyonu konuşuyoruz; ekosistemi konuşuyoruz. Hep birlikte yaratacağımız ve paylaşacağımız yeni platformlar, yeni alanlar oluşturup, ülke ekonomisini bunların etrafında toplama noktasına gelmeliyiz. Yeni ekosistemi nasıl oluşturmalıyız ve tüm paydaşların görev ve sorumluluklarını ne olmalı ve nasıl bir bulut Türkiye’si inşa etmeliyiz? Paylaşımlı bir yapının, veri erişiminin hızlandığı ve verinin yerinde kullanıldığı bir akademi dünyasının oluşmasını; ayrıca iş dünyasında da verinin kullanılmasını, veri üzerinden yapılacak iş modellerinde şirketlerin birbirleriyle paylaşımlı olmasını da çok önemsiyorum” dedi.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Gültekin Gürdal ise zirvenin açılışını “Daha güzel bir gelecek için Açık Bilim” başlıklı sunumu ile yaptı. Dünyadaki yayın ve atıf sayılarından bahseden Gürdal, Türkiye’nin yayın görünürlüğünü artırması için en önemli unsurlardan birinin açık erişim konusu olduğunu vurguladı. Açık erişimin ekonomi, bilim ve toplum için faydalarından vurgulayan Gürdal, Hollanda ile Almanya başta olmak üzere dünyadaki iyi örneklerini katılımcılar ile paylaştı.
Zirvenin açılışında konuşma yapan YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, öğrenci sayılarına göre Avrupa’da Rusya’dan sonra en büyük ikinci ülke olduğumuzu belirtti. Verilerin umut vaat ettiğini ve büyük sorumluluklar yüklediğini belirten Prof. Dr. Komsuoğlu, genç kuşakların iyi yetişebilmesi için, yükseköğretim politikalarını sürdürürken Endüstri 4.0 devrimini, sürdürülebilir kalkınmayı, dijital dönüşümü ve bölgesel kalkınmayı düşünerek hareket ettiklerini dile getirdi. Açık Bilim’i önemsediklerini vurgulayan Prof. Dr. Komsuoğlu, YÖK’ün 2018-2019’da sunacağı hedefli çalışmalar arasında dijitalleşme ile birlikte, Açık Erişim ve Açık Bilim’in de yer alacağını aktardı.
Zirvede konuşan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da Türkiye’nin cari açık noktasında yüksek teknolojili ürün ihracatına bakıldığında, tablonun iç açıcı olmadığını belirtti. Prof. Dr. Hasan Mandal, “Kendimizi referanslandırdığımız diğer ülkelere baktığımızda bu rakam Çin'de yüzde 25, Güney Kore'de yüzde 27, Avrupa Birliği'nin ortalaması yüzde 16 civarında. Eğer gerçekten yüksek teknoloji odaklı bir bilgi üretimine geçilecekse o zaman iş birliğine ve açık inovasyon yapılmasına ihtiyaç var. Açık bilime ve açık erişime ihtiyaç yalnızca akademi alanında değil, iş dünyası alanında da yerini bir değer zinciri olarak bulacaktır” şeklinde konuştu. Türkiye'deki açık erişim çalışmaları kapsamında TÜBİTAK’ın ULAKBİM aracılığıyla başlangıcından beri sürecin içinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mandal, “arşiv.ulakbim.gov.tr” adresinde, ulaşılabilir verilerin toplandığını, hâlihazırda 62 kurumdan 500 binin üzerinde eserin bir araya getirildiğini bildirdi. Bu eserlerin önemli bir kısmının TÜBİTAK odaklı, DergiPark sistemi üzerinden yayımlanan makaleler olduğuna değinen Prof. Dr. Hasan Mandal, konuşmasında “Üniversitelerimiz bu sürece kuvvetli bir şekilde başladı. TÜBİTAK’ın ve YÖK’ün bu süreci daha fazla sahiplenmesi gerekiyor çünkü bu çalışmalar ulusal bir üst politikaya dönüşmediği sürece, üniversitelerimizdeki o heyecanın sürekliliği sınırlı oluyor. 22-28 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek Açık Erişim Haftasında, ‘aperta.ulakbim.gov.tr’ adresinde yeni bir ara yüzle geleceğiz. Bu arayüz aracılığıyla TÜBİTAK odaklı süreçlerde bir politika dokümanı üzerinde çalışıyoruz. Burada da en önemli paydaş kurumumuz YÖK. Bu çalışmaları, YÖK ile iş birliği içinde tamamen bir politika dokümanına dönüştürmek istiyoruz. Ekim ayının sonunda ‘aperta.ulakbim.gov.tr’yi açıp, onun üzerinden kendi elimizdeki verileri paylaşacağız” ifadelerine yer verdi.
“Türkiye’nin En Önemli İhtiyacı Kendi Yüksek Teknolojili Ürünlerini Üretmek”
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Mandal, Türkiye'nin şu an güçlük anlamında en önemli gündeminin cari açık olduğunu belirterek, bunu ortadan kaldırabilmek için yapılabilecekleri sıraladı. Türkiye'nin kendi yüksek teknolojili ürünlerinin üretilmesindeki payının artırılmasına ihtiyaç olduğunu dile getiren Prof. Dr. Mandal, şöyle devam etti: "Türkiye kendi yerli ve millî yüksek teknoloji ürünlerini geliştiremediği takdirde bu cari açığı belki başka yöntemlerle geciktirebilir. Ancak, eğer bu sorunu bir çözüme ulaştıramazsak, orta ve uzun vadede cari açık konusu sürekli gündemimizde olacaktır. Bu sorunu, yüksek teknolojili ürün payımızı artırarak çözmek mümkün. Gerekli olan şey; daha fazla yerli ve millî ürünümüzü, kendi teknolojimiz ile geliştirebilmek ve dünya ile daha fazla iş birliği yapmaktır. Bunun için hem akademinin hem de iş dünyasının birlikte çalışma modelleri geliştirmesi lazım. TÜBİTAK özellikle yakın dönemde yapmaya çalıştığı yüksek teknolojili ürünlere yönelik hem teknoloji geliştirmeye hem de ürün geliştirmeye yönelik yeni süreçler başlattı. Özellikle yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimiz ile birlikte oluşturulmuş olan modellerde de bu yönde çalışılması talep ediliyor. Artık Türkiye'nin, yerli ve millî ürünler geliştirmek için kendi programları var. Biz bunlara yüksek teknoloji platformları diyoruz."
Sanayi Doktora Programı
Yüksek teknolojili ürün süreçlerinde yer alan kavramlardan birinin, nitelikli insan kaynağına olan ihtiyaç olduğuna değinen TÜBİTAK Başkanı, yakın zamanda gündeme getirilen “Sanayi Doktora Programı”nın tamamen bu amaca yönelik olduğunu belirtti. Yine, hükümetimizin 100 Günlük Eylem Planında yer alan “Yurda Dönüş Seferberliği Programı”nın da bu amacı taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Mandal, “Bu Programla ilgili şu an en son aşamadayız. Yakın zamanda Sayın Bakanımız tarafından, Türkiye'nin hem yurt dışında bulunan kendi insan kaynaklarının, hem de başka ülkelerden nitelikli insan kaynaklarının Türkiye'ye gelmesine yönelik yeni, çok kuvvetli, özgün bir destek programımız başlayacak. Programa ilişkin gelişmeleri Sayın Bakanımız yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacak" diye konuştu.
Zirve, "Avrupa'da Açık Bilim Politikaları, Altyapıları ve İnovasyona Etkisi", "Avrupa Açık Bilim Bulutu ve OpenAIRE", "Uygulamada Büyük Açık Bilim" oturumlarının tamamlanmasıyla sona erdi.