Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, üniversite-sanayi iş birliğinde tarihi bir adım atıldığı belirtildi. Açıklamada, sanayide ihtiyaç duyulan doktora derecesine sahip nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine yönelik olarak “Sanayi Doktora Programı” hayata geçtiği bilgisi paylaşıldı. Sanayi Doktora Programı kapsamında desteklenmeye hak kazanan projeler için TÜBİTAKta düzenlenen imza törenine katılan Bakan Varank, burada yaptığı konuşmalarında özetle şunları söyledi:
Yüksek Nitelikli İnsan Kaynağı: Türkiye bugün üniversite-sanayi iş birliği açısından tarihi bir adım atıyor. Bu projeyle, sanayide ihtiyaç duyduğumuz yüksek nitelikli insan kaynağı, reel sektör ve akademi iş birliğiyle yetişecek, bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacak. Yani öğrencilerimiz eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacak ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde doktoralarını tamamlayacak. Mezuniyet sonrasındaysa, iş arama zahmetine girmeyecekler ve doktora yaptıkları alanda istihdam edilecekler. Böylelikle sanayide nitelikli bilgiye dayanan katma değerli üretimi arttırmış olacağız.
16 Yılda Önemli Atılım: Biliyorsunuz sanayi sektörü ülkemiz ekonomisinin omurgasını oluşturuyor. Güçlü büyümenin, istihdam artışlarının, ihracat rekorlarının ve hepsinden önemlisi refah seviyesinin en önemli belirleyicisi bir ülkedeki üretimin çeşitliği ve ne denli rekabetçi olduğudur. Doğal kaynakları, iş gücünü, sermayeyi ve teknolojiyi en iyi şekilde harmanlayıp bir araya getirebiliyorsanız, küresel arenada da rakiplerinizin bir adım önüne geçiyorsunuz. Bu alanda 16 yılda önemli bir atılım gösterdik. 2002 yılında sanayi sektöründe 3,7 milyon kişi çalışıyordu ve ihracatımız 36 milyar dolar seviyesindeydi. 2018’de 5,7 milyon vatandaşımız sektörde çalışıyor ve ihracatımız 168 milyar dolara ulaştı. Her iki dönem ihracatında; sanayi sektörünün yüzde 85’ten fazla paya sahip olduğunu görüyoruz. Sadece 2 milyon kişilik sanayi istihdamı artışıyla, bugün geldiğimiz nokta gerçekten dikkat çekici.
İki Aktörün İttifakı: Küresel ekonomide daha üst basamaklara çıkabilmenin yolu; yüksek katma değerli üretimden ve verimlilik artışlarından geçiyor. Biz buradan hareketle ‘Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi’ vizyonunu ortaya koyduk. Dışa bağımlı olmaksızın kendi teknolojisini üreten, yurt içi kaynaklarından en iyi şekilde faydalanan ve rekabetçiliği esas alan bir sanayi yapısını kurmak için yola çıktık. Sanayinin kendi teknolojisini üretebilmesi demek, bunun için gerekli bilgiye kolayca ulaşabilmesini gerektiriyor. Bu da hiç şüphesiz, teknolojiyi üretip geliştirebilecek nitelikli insanlara olan ihtiyacı arttırıyor. Dolayısıyla bilgiye sahip olmak ve bu bilgiyi teknoloji üretimine dönüştürebilmek için akademi ve reel sektöre önemli görevler düşüyor. Bu iki aktörün kuracağı ittifaklar; bilimsel bilginin, üretime en kısa sürede aktarılmasını sağlayıp, ülkeye katma değer olarak dönmesini mümkün kılacaktır.
Fırsat Penceresi: Ürününüzün kalitesini yükseltmek istiyorsanız, ürün çeşitliliğini artırmanın ya da yeni ürün geliştirmenin peşindeyseniz, müşteri taleplerini daha hızlı karşılamak hatta bu talebi yönlendirmek arzusundaysanız, bilgiyi anlamanız ve iyi yönetmeniz gerekiyor. Bu çerçevede, üniversite-sanayi iş birliği sizlere güzel bir fırsat penceresi sunuyor. Üniversiteler verdikleri eğitim ve öğretimin yanı sıra, temel ve uygulamalı alanlarda araştırmalar da yapıyor. Akademi bünyesinde yürütülen uygulamalı araştırmalar, sanayinin problemlerini çözme açısından pratik çözümler getiriyor. Bu bilgilere kolayca ulaşabilmeniz, firma kabiliyetlerinizi arttırmanın yanı sıra üretim eko-sistemindeki diğer firmalara da müspet etkiler doğuracaktır. Birlikte büyüme, birlikte kalkınma aslında böyle bir iş birliği ruhuyla mümkün.
Yüzde 25’i Firmalardan: Biz de bakanlık olarak yeni dönemde, bu ruhu besleyecek projelere hız kazandırmayı hedefledik. Nitekim 3 Ağustos’ta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan birinci 100 günlük icraat programıyla, sanayi ve teknoloji politikalarında yeni bir süreç başladı. Sanayi Doktora Programımız bu yeni sürecin önemli bileşenlerinden. Program kapsamında açtığımız çağrıya, beklentilerimizin üzerinde bir talep geldi. Asında bu talep, hem akademinin hem de sanayinin farkındalığını görmek açısından oldukça önemliydi. Gelinen noktada bugün aramızda bulunan 33 farklı üniversitenin, 77 farklı firmayla yaptığı iş birliği projeleri desteklenmeye hak kazandı. Böylece 120 farklı projeyle, sanayimizin ihtiyaçları doğrultusunda 517 doktora öğrencisi yetiştirilecek. Öğrencilerimiz eğitimleri boyunca aylık 4 bin 500 lira burs alacaklar. Bu tutarın yüzde 25’i firmalarca ödenecek.
İstihdam Desteği: Programın en önemli kısmıysa, doktora sonrasında mezunlara 3 sene boyunca sunduğumuz istihdam desteği. Öğrenci mezun olduktan sonra sanayide istihdam edilirse, yüzde 40’la yüzde 60 arasında maaş desteğini TÜBİTAK karşılayacak. Özetle, sanayimizde yapısal dönüşümün nitelikli insan kaynağıyla birlikte gerçekleşeceğini çok iyi biliyoruz. Firmaların ihtiyaçlarını merkeze alarak hazırladığımız Sanayi Doktora Programı tam da bu amaçla atılmış çok somut bir adım.
Vizyoner Projeler: Yakın dönemde Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’nı ilan ettik. Burada hedefimiz Türkiye’yi sadece kendi vatandaşları için değil, dünyadaki tüm bilim insanları için bir çekim merkezi haline getirmek. Çağrısı hala devam eden programla birlikte, stratejik alanlardaki projelere katkı sağlamak üzere, ülkemize gelecek üst düzey araştırmacılara çok cazip teşvikler sunuyoruz. Bu araştırmacılar; akademi ya da özel sektör bünyesinde çalışma ve kendi ekiplerini kurma fırsatına sahip olacaklar. Gerek Sanayi Doktora Programı, gerekse Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı üniversite-sanayi iş birliğini somutlaştıran ve ortaklık ekosistemini iyileştirecek vizyoner projelerdir. Bu projelerin başarısı hem araştırmacılarımızın hem de sanayicilerimizin birbirleriyle yakın iletişimde kalmasıyla mümkün. Sizlerden beklentimiz, bu iş birliğini sürdürülebilir ve sonuç odaklı bir temele oturtmanız.
İhtisaslaşmaya Katkı
Törende bir konuşma yapan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Sanayi Doktora Programı ile uygulanan yöntem, bireylerin desteklenmesi odaklı değil, bir kritik kitle oluşturmaya yöneliktir. Bundan dolayı her bir başvuruda en az 3 doktora öğrencisinin yetiştirilmesi ve istihdamı öngörüldü. Bu şekilde iş birliğinin zemini üniversitelerimizde YÖK tarafından başlatılan ihtisaslaşma süreçlerine de katkıda bulunacaktır.” dedi.
Kaynak: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı