Üniversitemizin 2019-2020 Akademik Yılı Açılış Dersi AK Parti Genel Başkanvekili, İstanbul Milletvekili Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş tarafından verildi.
Spor Bilimleri Fakültesi 15 Temmuz Spor Kompleksi'nde, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programa, AK Parti Genel Başkanvekili, İstanbul Milletvekili Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve eşleri Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş, KKTC Meclis Başkanvekili Zorlu Töre, Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Çorum Milletvekilleri Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Sami Ceylan, İçişleri Komisyonu Üyesi Av. Oğuzhan Kaya ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Erol Kavuncu, Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, sözlerine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Suriye'nin kuzeyinde terör örgütlerine yönelik gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı'nda şehit düşen Çorumlu hemşehrimiz Piyade Astsubay Çavuş Ahmet Topçyu'ya Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve aziz milletimize sabır ve baş sağlığı dileğinde bulunarak başladı.
PKK/PYD/YPG/SDG ve DAEŞ gibi terör örgütleri başta olmak üzere, her türlü tehdide karşı mücadelesini kararlılık ve kahramanlıkla sürdüren şanlı ordumuza, Barış Pınarı Harekatı'nda muvaffakiyetler dileyen Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, "Yüce Rabbim, şanlı ordumuzu daima muzaffer eylesin, bütün dualarımız, Mehmetçiğimizledir" ifadesini kullandı.
Her insan için hayatında unutamayacağı özel günler bulunduğunu, bugünün de kendisi için özel ve anlamlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Öztürk, akademiden hocası olan Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'u, görev yaptığı üniversitedeki öğrencileriyle buluşturmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek şöyle konuştu:
"Kendi adıma bende yerleri çok ayrı olan, kendilerinden aldığım derslerle akademik hayatıma yön verdiğim iki kıymetli hocamı, görev emanetini aldığım üniversitemde öğrencilerimle buluşturmak kadar güzel bir gün olamaz. Hocalarımdan, tanışmamızdan bugüne kadar ilmi ve insani anlamda çok şey öğrendim. Bir öğrencileri olarak kendilerinden hayata dair çıkardığım derslerden belki de en önemlisi nezaket, erdem ve faziletten taviz vermeksizin maddeyle, makamla ve mevkiyle, nasıl ilişki kurulabileceğini gözlemlemek olmuştur. Çünkü ilim değerinin dışında her şeyin geçici olduğu gerçeğini söylem ve eylemleriyle bize her zaman göstermişlerdir."
Üniversitemizin geldiği noktaya dair bilgi de veren Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, "Tarihi, doğası, sanayisiyle, Anadolu'nun bir özeti diyebileceğimiz Çorum'da bulunan üniversitemiz, 2006 yılında kurulmuştur. Bu bakımdan Hitit Üniversitesi her yönden genç ve dinamik yapıya sahip olmakla birlikte, fen bilimlerinden sosyal bilimlere, sağlık bilimlerinden spor ve sanat bilimlerine kadar birçok alanda eğitim öğretim faaliyetlerine tüm hızıyla devam etmektedir. Bugün gelinen noktada 11 fakültemiz, 3 enstitümüz, 1 yüksekokulumuz, 7 meslek yüksekokuluyla tercih edilebilirliği yüksek, istihdam odaklı 224 programımız bulunmaktadır. Bu programlarda bin 330'den fazlası lisansüstü öğrenci, 20 bine yakın öğrencimiz eğitim ve öğretim faaliyetlerini başarıyla sürdürmektedir. Bizler toplumların her alanda öncü kurumları olarak üniversiteler olduğu bilinciyle hareket etmekteyiz. Geliştirdiğimiz teknolojik altyapımız, donanımlı akademik personelimizle birlikte bilimsel faaliyetlerde yakaladığımız yükselme devam ediyor. Bu çerçevede yapılan çalışmalarımızla, projelerimizle üniversiteler arasında saygın bir yere gelmek üzere emin adımlarla yürüyoruz. Şehrimize katkı sağlıyor olabilmekten büyük gurur ve mutluluk duymaktayız. Bundan sonraki süreçte uluslararasılaşma çalışmalarına daha fazla ağırlık vererek üniversitemizin potansiyelini dünya ile buluşturmayı hedeflemekteyiz" ifadelerini kullandı.
Sayın Prof. Dr. Kurtulmuş'tan "Türkiye'yi Geleceğe Taşımak" Konulu Açılış Dersi
Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk'ün konuşmasının ardından, AK Parti Genel Başkanvekili Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, "Türkiye'yi Geleceğe Taşımak" konulu açılış dersini verdi.
Konuşmasının başında, Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Kurtulmuş, bu harekattan dolayı iki gündür birilerinin Türkiye'yi bir işgalci kuvvet gibi gösterme gayreti içinde olduğunu belirterek, "Bu aziz millet, bu aziz Türk milleti, tarihinin hiçbir döneminde işgalci olmamış, hiçbir dönem emperyalist olmamış, kimsenin bir karış toprağında gözü olmamıştır. Bugün de Suriye'de bu operasyonu mecburi olarak yaparken asla Suriye'nin bir karış toprağında gözümüz olmadığını açık şekilde ifade etmek isteriz" diye konuştu.
"Bizim amacımız, barışı, huzuru kardeşliği getirmektir" diyen Prof. Dr. Kurtulmuş, "Bizim amacımız, bu bölgenin halklarının gönüllerini, zihinlerini yeniden birleştirmek, yeniden bütünleştirmek ve yeniden bu coğrafyayı bir esenlik yurdu haline getirmektir. Bu harekatla birlikte, Türkiye, Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütlerinin tamamına haddini bildirecek, tamamına diz çöktürecek ve Suriye'nin kuzeyini terörden temizleyecektir." dedi.
Konuşmasını, "Türkiye'yi Geleceğe Taşımak" konulu dersle sürdüren Prof. Dr. Kurtulmuş, Türkiye'nin sıradan ve basit bir ülke olmadığını vurgulayarak, "Türkiye büyük iddiaları olan ülkedir. İster siyasette olalım, ister akademide olalım, ister sanatta olalım, ister ekonomi içerisinde olalım, hayatın neresinde olursak olalım, büyük bir iddiamız, büyük bir irademiz ve büyük bir adanmışlık duygusuyla çalışmak durumundayız. Hedefimiz, bu ülkeyi geleceğe daha büyük bir ülke olarak taşımaktır. Ne yapıyor olursak olalım ama hedefimiz Türkiye'yi geleceğe başarıyla taşımak olmalıdır" şeklinde konuştu.
"Millete Hizmet Yolunda Adanmışlıkla Hareket Edeceğiz"
Hangi iş yapılırsa yapılsın, bunun aslının iddia, irade ve ahlak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"İddiası olmayanların, tarih önünde saman çöpü gibi oradan buraya savrulduğuna şahit oluruz. Bu iddiamızı, irademizi ve ahlakımızı savunma vaktidir. İddiamız nedir? Üç tane temel, iddiamız var; Türkiye'yi yeniden güçlü büyük ülke olarak inşa edeceğiz. Ekonomisinden sanayisinden, savunma sanayinden kültürüne, üniversitelerinden sağlık hizmetlerine yeniden güçlü Türkiye olarak ayağa kaldıracağız. İkinci iddiamız, bugün dünyada yaşadığımız haksızlıkları, adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için yeni ve adil bir dünyanın kurulması için gayret sarf edeceğiz. Üçüncü temel iddiamız da dünyadaki bütün mazlumların ister Müslüman olsun, ister olmasın bütün mazlumların öncüsü olacağız, bütün mazlumların sözcüsü olacağız. İddia sahibi olmak güzel bir şeydir. Hele bizim gençlerimize lazım olan, elzem olan bir şeydir.
Ancak iddialı olmak tek başına yetmez. İddiası olanların çelikten iradesi olacak. Önce bireysel irade. Her birimiz özgür iradelerimizle kendi hedeflerimizle düşüncelerimize, inançlara uygun bir şekilde hareket edeceğiz. Üstün bir iradeye sahip olmak, adanmışlık ruhuyla hareket etmeyi gerektirir, 'önce ben, yakınlarım, tanıdıklarım değil önce milletim' diyebilmek erdemidir, faziletidir. Onun için millete hizmet yolunda adanmışlıkla hareket edeceğiz. Hepsinden öte bir dirençle hareket edeceğiz. Bu millet iddiasını büyük bir iradeyle ortaya koydu. Ne zaman ortaya koydu? Çanakkale'de ortaya koydu, Kurtuluş Savaşı'nda ortaya koydu, 15 Temmuz'da, şimdi barış pınarlarında, 82 milyonumuz Suriye'nin kuzeyinde ortaya koyuyor. Bu millet direnme gücünü tanklara karşı, uçaklara karşı, tüfeklere karşı gösterdi ve büyük bir millet olduğunu ispat etti. 15 Temmuz'un şehitlerini rahmetle, minnetle şükranla anıyoruz. Allah onlardan razı olsun."
"İddia ve iradenin yanında bir şey daha lazım; o da ahlaktır" ifadesini kullanan Prof. Dr. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bireysel olarak ahlak güzel bir şey ama esas bizim kastettiğimiz toplumsal sorumluluk, kamu hakkını gözetmek ve toplumsal değişimin kurallarına uygun hareket etmekten oluşan, yani ahlakı bir sistem ahlakı olarak gören anlayışa sahip olmaktır. Bütün hayatımızda yapacağımız mücadelenin özeti, bu tablodur. İddiası, iradesi ve sistem ahlakı olan büyük millete sahip olursak ancak bu şekilde ileriye doğru gidebiliriz. Güçlü ve büyük Türkiye, ne demek? Türkiye her alanda güçlü olmak mecburiyetindedir. Öncelikle, Türkiye'nin güçlü ekonomisi, ele güne muhtaç olmadan, gavura el açıp muhtaç hale gelmeden yoluna devam edecek ekonomisi olması lazım. Son günlerde bir tartışmayı takip ettiniz, bazılarının zihninde hala Türkiye'nin IMF'ye muhtaç olması gibi bir şey var. Bir kere daha açık söylüyoruz; Türkiye, bir daha asla IMF'nin kapısına gitmeyecek, IMF'ye muhtaç olmayacak, el avuç açmayacaktır."
Prof. Dr. Kurtulmuş, Türkiye'nin güçlü bir demokrasinin olması gerektiğini belirterek, toplumun bütün farklılıklarının bir arada huzur içerisinde yaşadığı bir Türkiye'yi inşa edeceklerini ifade etti.
Bugün, Ortadoğu'daki sıkıntıların çoğunun, rejimlerin halkın farklı kesimlerinin bir şekilde kendilerini ifade edebilecekleri demokratik katılım mekanizmasını kuramamış olmalarından kaynaklandığına işaret eden Kurtulmuş, toplumsal istikrarın devletle milletin aynı telden çalması durumunda gerçekleşebileceğini kaydetti.
"Afgan Kadının Cevabını Dinlerken, Kendimizi Tutamadık"
Güçlü bir Türkiye için etkin bir dış politika uygulayacaklarını anlatan Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
"Dünyanın her yerinde Türkiye'nin gözünün içine bakan, 'Türkiye'nin ayağına diken batmasın' diye duan edenler var. Türkiye'ye karşı büyük sevgi saygının 100 milyonlarca insanın gönlünde nasıl yer ettiğini bizzat yerinden görmüş birisi olarak ifade ediyorum. Afganistan'da görev yapan bir komutanımız şunu söylemişti; Afgan halkının arasında rahatlıkla dolaşabiliyoruz. Fakat şunu fark ettik, Afgan kadınlar, namahrem konusunda çok hassas. Herhangi bir yerde yabancı erkek varsa oraya girmiyor, oradaysa dışarıya çıkıyor. Bizim yanımızda ise çok rahatlar. Biz onların yanına gidiyoruz, aramızda oluyorlar. Bizim tercüman vasıtasıyla bir Afgan kadına, 'bütün erkeklerden kaçıyorsunuz da biz erkek değil miyiz? Bunu anlamak istiyoruz' diye sordum. Afgan kadının cevabını dinlerken kendimizi tutamadık, kadının cevabı, 'bizim için Türk insanı namahrem değil. Türk insanı babamız gibidir, amcamız gibidir, dayımız gibidir evladımız gibidir.' şeklinde olmuş. Dünyada böyle bakılan başka millet yok. Millet varlığımıza sahip çıkacağız, Arakan'dan Cezayir'e kadar Avrupa içlerinden Avrupa'nın güneyine kadar millet varlığımızla, onlarla ittifakımızı geliştireceğiz."
Prof. Dr. Kurtulmuş, konuşmasında ayrıca, Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk'ü akademide öğrencilik döneminden beri tanıdığını belirterek, "İnsan için, kendi öğrencisinin, gerçekten emek verdiğimiz, irtibatımızı hiç koparmadığımız son derece başarılı öğrencilik ve öğretim üyeliği döneminden sonra Ali Osman Öztürk kardeşimizin burada rektör olduğunu görmek benim için ayrı bir övünç vesilesidir. Kendisini tebrik ediyorum, inşallah üniversitemize çok katkıları olur" ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'a, konuşmasının ardından Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk tarafından hediye takdim edildi.