Yayınlanma Tarihi: 14 Ocak 2020 Salı

“Sağlıkta Gelecek” Konulu Panel Gerçekleştirildi

Sağlık Bakanlığı, Üniversitemiz ve Çorum İl Sağlık Müdürlüğü iş birliğinde, Meslek Yüksekokulları Kampüsü Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda “Sağlıkta Gelecek” konulu panel düzenlendi.

Panele, Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk,  Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Nurcan Baykam, İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Ömer Sobacı, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.

Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, panelin açılışında yaptığı konuşmada,  Hitit Üniversitesi’nin, ülkemizin genç üniversitelerinden olmasına rağmen sağlık alanında hem eğitim hem topluma hizmet açısından başarılı çalışmalarını hız kesmeden sürdürdüğünü söyledi.

Prof. Dr. Öztürk, Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü ve Meslek Yüksekokullarımızdaki sağlık ve hasta bakımıyla ilgili programlarda bir yandan sağlık sektörüne insan kaynağı yetiştirirken, diğer yandan üniversitemizin Bilimsel Teknik Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜBTUAM) ile sağlığın geleceğini şekillendirecek bilimsel araştırmalar ve projelerle ülkemize, bölgemize ve Çorum’a hizmet verme gayreti içinde olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Hedefimiz, sağlık alanında ülkemizin geleceğe yönelik ihtiyaçlarını gidermek üzere araştırmalarımızı yoğunlaştırmak ve sağlık sektörümüzün ihtiyacı olan uzman ve destek elamanı olarak gerekli olan insan kaynaklarını yetiştirmek üzere bölüm ve programlar açmak veya mevcut olanları şekillendirmektir.”

Üniversitemiz ve Sağlık Bakanlığı arasındaki afiliasyon sürecinin de büyük bir başarıyla yürütüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, şöyle devam etti:

“Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Eğitim Hastanemizde hem Bakanlığımızın değerli personeli ve çalışanlarına, hem de Tıp Fakültemizin akademik kadrosuna sergiledikleri özverili dayanışmadan dolayı özellikle teşekkür etmek isterim. Çorum ve çevre illerimizden gelen hastalara büyük bir özveri ile hizmet sunan sizlerle gurur duymaktayız. Afiliasyon sayesinde, birlikten kuvvet doğdu. Birlikte kullanım ve iş birliği sonucunda 165 öğretim elemanı ve 127 uzman hekimin güçleri birleşti ve Sağlık Bakanlığı-Hitit Üniversitesi Çorum Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çok önemli atılımlar yaşandı.”

Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin sadece Çorum’a değil bölge illerine de önemli hizmetler verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, “Kardiyovasküler cerrahi, kanser cerrahisi ve onkolojik tedaviler olmak üzere tanı ve tedavi amacıyla Ankara başta olmak kaydıyla büyük merkezlere yapılan sevkler önlenmiş bulunmaktadır” dedi.

Ar-Ge anlamında da sağlıkla ilgili projeler ve araştırmaları, multidisipliner çalışmalarla sürdürdüklerini anlatan Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, “Bu çalışmalara geleceğin en önemli unsuru olan tıp-mühendislik-bilişim birlikteliklerinde yapılan araştırmalarla katkı sağlanmaktadır. Yapay burun ve MI tanısındaki gibi bir çalışma elektrik elektronik mühendisi ile kardiyoloji uzmanını bir araya getirebilmiş, patent başvuru sürecine dahi ulaştırmıştır” diye konuştu.

HÜBTÜAM’a “Tıbbi Cihazların Kalite Kontrol Testlerinde Analiz Yetki Belgesi” Verildi

Panelin açılış konuşmacılarından Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe de konuşması öncesinde, HÜBTÜAM için düzenlenen Tıbbi Cihazların Kalite Kontrol Testlerinde Analiz Yetki Belgesini, Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk’e takdim etti.

Prof. Dr. Meşe, daha sonra yaptığı konuşmada, dünyada sağlık sistemlerinin, nüfusun yaşlanması, artan kronik hastalık yükü, artan beklentiler ve sağlık harcamaları ile teknolojik gelişmeler başta olmak üzere çeşitli eğilimlerle karşı karşıya olduklarını söyledi. Birleşmiş Milletler’e gere, 60 yaş üstü insan sayısının gelecek 50 yılda 3 kat artmasının beklendiğine dikkati çeken Prof. Dr. Meşe, bu demografik değişimin sağılık sistemlerine zorluklar getireceğini ifade etti.

Prof. Dr. Meşe, yaşam boyu tedavi gerektiren kronik hastalıklarda bir artış söz konusu olduğunu, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kronik hastalıkların, günümüzde küresel hastalıkların yüzde 45’ini oluşturduğunu, gelecek yıllarda bu oranın daha da yükselmesinin beklendiğini kaydetti. 

Sağlıkta ağırlıklı olarak bilgi ve internet teknolojilerinin kaynaklık ettiği yeni ihtiyaçlar ve beklentilerin söz konusu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Meşe, şunları söyledi:

“Sağlık harcamaları artıyor. Özellikle sağlık hizmetlerine yapılan harcamalar, gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 10’unu tüketiyor. Dünyanın en hızlı büyüyen pazarlarından biridir. Şu anda her yıl 4.3 oranında sağlık alanındaki bu pazar büyüyor. Sağlık hizmetlerinde küresel harcamalarının 2040 yılına kadar 18,28 trilyon dolara yükseleceği tahmin edilmektedir.” 

Sağlık alanında bilgisayar ve internet teknolojisinin kaynaklık ettiği baş döndürücü yenilikler ve gelişmelerin sonucu olarak sağlık biyoteknolojisi, dijital sağlık, inovatif sağlık makinelerinin, bu alandaki gelişmelerin yaşandığı temel alanlar olduğunu anlatan Prof. Dr. Meşe, “Bilim hızla ilerliyor. Akademi, endüstri, sağlık hizmetleri giderek artan bir şekilde teknik gelişmelere imza atıyor. Giderek artan bir şekilde teknolojiye bağımlı hale geliyor. Sağlık alanında belirtilen zorluklarla baş edebilmek için üç temel alandaki gelişmelere sağlık sistemlerinin entegrasyonu, yeniden tasarlanması gerekiyor.” diye konuştu.

“Sağlık sanayi, savunma sanayi kadar stratejik alan”

Panelde, daha sonra Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Dr. Hakkı Gürsöz de “İlaç ve Tıbbi Cihazda Biz Nasıl Bir Gelecek Bekliyor” başlıklı bir sunum yaptı. 

İlaç sektöründeki gelişmelere değinen Dr. Gürsöz, kullanılan mevcut ilaçların kimyasal yöntemlerle üretildiğini, bu ilaçların 100 yılı aşkın süredir kullanıldığını, ancak artık kimyasal ilaçlar devrinin yerini yavaş yavaş biyolojik ürünlere bırakmaya başladığını söyledi.

Dünyada biyolojik ilaçların oranının yüzde 30’lara yaklaştığına dikkati çeken Dr. Gürsöz, bu oranın OECD’nin tahminlerine göre 2030’larda eşitleneceğini ifade etti. 

Biyolojik ilaçların, insan vücudundaki proteinleri, değişik yapıları taklit eden yapılar olduğunu anlatan Dr. Gürsöz, “Biyolojik ilaçlar çok pahalı. Oldukça yüksek maliyetli ürünler. İnsan sağlığı anlamında iyi ama finansal açıdan zorluk getiriyor. Bu, bütün dünyanın sorunu. Üretirseniz bunu karşılayabilirsiniz. Kendi ihtiyacını karşılayabilen, yarıdan fazlasını karşılayabilen, kendi ihtiyacını gören ülke olmak, başarılması gereken hedef” şeklinde konuştu. 

Tıbbi cihaz alanında, savunma sanayi alanındaki başarıları örnek aldıklarını dile getiren Dr. Gürsöz, “Sağlık sanayi, savunma sanayi kadar stratejik alan. Tıbbi cihaz alanında önemli Avrupa regülasyonu var. Bu yıl, 26 Mayıs itibarıyla yürürlüğe giriyor ve tıbbi cihaz sektörümüz de buna kendini uyumlaştırması, hazır olması gerekiyor. Standartlar çok yükseliyor. Bu noktada, mayıs ayı sonrasında sektörümüz sıkıntıya düşmesin diye beraber çalıştık. Tıbbi cihaz alanında AB’ye uyumluyuz. Bu uyumu kaybetmek istemiyoruz. Bu noktada da hekim arkadaşlarımıza çağrıda bulunmak istiyoruz; tıbbi cihaz alanında klinik çalışma ihtiyacımız artacak. Nasıl ki HÜBTÜAM’ı analizler için yetkilendirdiysek, bir sorunumuz daha var, tek mesele kalite kontrol testlerini yapmak değil, tıbbi cihaz klinik çalışmaların da yapılabildiği merkez sayısını Türkiye’de artırmak istiyoruz.”

“2008’den sonra, sağlıkta dönüşümle ilgili ilk uygulama Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) oldu”

Sağlık Bakanlığı Şehir Hastaneleri Bilgi Sistemleri Koordinatörü Yasin Yarbay da “Sağılıkta Dönüşüm” başlıklı sunumunda, 2008 yılında ulusal sağlık sistemin kurulmasıyla birlikte dijital dönüşümle ilgili gerçekleştirilen projelerle ilgili bilgi aktardı. 

Yarbay, 2008’den sonra, sağlıkta dönüşümle ilgili ilk uygulamanın Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) olduğunu, randevu hattı 182’den günlük 630 bin vatandaşın randevu aldığını belirterek, “Bu sistemden 69 milyon kişiden herkes en az bir kez randevu almış” dedi. Sağlıkta dönüşüm kapsamında ayrıca 2012’de ilaç takip sistemi kurulduğunu, 2013 yılında elektronik belge yönetim sisteminin hayata geçirildiğini anlatan Yarbay, kağıttaki yazışmaların artık dijital ortamda gerçekleştirildiğini kaydetti. 

“Sağlık alanında, 2030 yılında sahip olunacak mesleklerin yüzde 85’i henüz icat edilmedi”

Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Nurcan Baykam da panelde “Geleceğin Meslekleri” başlıklı sunumunda, sağlık alanında, 10 yıl sonra, 2030’da sahip olunacak mesleklerin yüzde 85’inin henüz icat edilmediğine işaret etti.

Geleceğin mesleklerinin, sağlığın da içinde olduğu fen, teknoloji, mühendislik, matematik ve sanatla ilişkili olduğunu kaydeden Prof. Dr. Baykam, şunları kaydetti:

“Dünya Sağlık Örgütü, artık 65-74 arası yaşı orta yaş olarak tanımlıyor. Yaş ortalaması da 5,5 yıl arttı ama doğurganlık azaldı. Bu teknolojik gelişmeler, yaşam beklentisini uzattı, toplumlar yaşlı toplumlar haline geldi. Kronik hastalık sorunu olan kişi sayısı artıyor. Bu hastalıklar da uzun süre bakım gerektirdiğinden hastane dışında, evde izlenebilecek hastalıklar. Daha çok ve daha farklı sağlık hizmeti ihtiyacı söz konusu.”

Giyilebilir teknolojilerle insan vücudunun bütün fonksiyonlarının analiz edilebildiğini ve bu tür verilerle toplumun genel sağlığıyla ilgili de veriler toplandığını söyleyen Prof. Dr. Baykam, bilişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler sayesinde, Japonya’daki bir cerrahi hekimin, robot aracılığıyla, ABD’de ameliyat yapabileceğini belirterek, “Artık hastaya dokunmadan tedavisi yapılabilecek. Cerrahi hekim ile hasta arasında geçen işlemleri yerine getiren teknolojik gelişmeler yeni mesleklerin gündeme gelmesini gerektiriyor” ifadesini kullandı.

“Üniversitelerin, kendi kaynaklarını oluşturabileceği bir sorumluk alma zamanı gelmiştir”

HÜBTUAM Müdürü Prof. Dr. İrfan Kurtbaş, “Üniversite Sanayi İş Birliğinin Bugünü ve Yarını” başlıklı sunumunda, kamu ve üniversite arasında gerçekleşen iş birliğinin son 40 yılda geliştiğini belirterek, bu iş birliğinde, her bir paydaşın, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirirken, bilimsel olarak ele alıp çağın gerçeklerine göre hareket etmek durumunda olduğunu söyledi.

Eğitim araştırma projeleri, iletişim ve ilişki ağlarının yönetimi, yeni kütüphane modellerinin geliştirilmesi ve uluslararasılaşmanın en çok konuşulan konular arasında yer aldığını dile getiren Prof. Dr. Kurtbaş, “Kampüs dışında uygulamalar, yenilikçi mali kaynakların oluşturulması, üniversitelere yüklenen yeni sorumluluklardır. Artık üniversitelerin, kamudan bağımsız hareket edebileceği, kendi kaynaklarını oluşturabileceği bir sorumluk alma zamanı gelmiştir. Bunu yaparken ticari kültürünü oluşturmamız gerekir ancak ticari kültürü, eğitim ve araştırmanın önüne koymamız gerekir” şeklinde konuştu.

Gelinen noktada, Hitit Üniversitesinin, Sağlık Bakanlığıyla iş birliği halinde birçok hizmeti hayata geçirdiğini söyleyen Prof. Dr. Kurtbaş, şöyle konuştu: “Diş implantlarının mekanik analizleriyle ilgili şu anda aktif şekilde Sağlık Bakanlığı’na hizmet veren bir laboratuvarımız bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığıyla yapmak istediğimiz bir diğer şey de birebir MDR sistemine doğrudan adapte olmak. Tıbbi cihazların analizinde çok yol almış laboratuvarımız var.” 

Panelistlere, daha sonra Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk tarafından günün anısına hediye takdim edildi.


HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube