Çorum Valiliği, Çorum Belediyesi, Hitit Üniversitesi ve Atıf-Der işbirliğinde 27. TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve AK Parti Genel Başkanvekili, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un katılımlarıyla “İlmî ve İçtimai Yönleriyle İskilipli Mehmed Atıf Efendi Sempozyumu” düzenlendi.
Hitit Üniversitesi Meslek Yüksekokulları Kampüsü Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyumun açılış programına, 27. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, AK Parti Çorum Milletvekilleri Oğuzhan Kaya ve Erol Kavuncu, Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Uslan, İskilip Kaymakamı Muharrem Eligül, İskilip Belediye Başkanı Ali Sülük, 24, 25 ve 26. Dönem Ak Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, Atıf-Der Başkanı Mustafa Lek, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.
Atıf-Der Başkanı Mustafa Lek, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Mehmed Atıf Efendi ile ilgili tarihi gerçeklerin belgeleriyle ortaya konulacağını belirterek, amaçlarının tarihin doğru yazılması, anlatılması ve hakkın teslim edilmesini sağlamak olduğunu söyledi.
Çorum’da birçok önemli yer ve merkeze, Mehmed Atıf Efendi’nin adının verildiğine işaret eden Lek, “Milletin evi TBMM kararıyla da hak edilen itibarın Atıf hocamıza en kısa sürede verileceğine inandığımı bildirmek istiyorum” ifadesini kullandı.
Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk de İskilipli Mehmed Atıf Efendi’nin memleketine bağlı ve birçok münevver yetiştirmiş alim olarak bildiklerini, ancak özellikle yeni neslin böylesine önemli bir zatı tanımaktan bilerek veya bilmeyerek mahrum bırakıldığını söyledi.
Mehmed Atıf Efendi’nin, Osmanlı’nın son karanlık döneminde ve Kurtuluş Savaşı boyunca çok zor şartlarda olmasına rağmen yurt dışından gelen birçok teklife “hayır” diyerek memleketini terk etmemiş vatan evladını olduğuna işaret eden Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:
“Mehmed Atıf Efendi, Kurtuluş Savaşı’nda açıkça Kuvay-i Milliye’yi destekleyerek milli mücadeleye karşı çıkmanın günah addedilebileceğini söyleyen, Mehmet Akif Ersoy gibi haykıran, o günlerde milleti mücadeleye çağıran vatanperverdir. Yine Mehmed Atıf Efendi bir ilim adamıydı. Osmanlı’nın son döneminde, o dönemin yükseköğretim kuruluşları olarak kabul edilen İstanbul’daki medreselerin birçoğunda müderrislik yaparak medreselerin ihyası için çok ciddi adımlar atmıştır. Kendi baskı evini kurup birçok eser yayınlamış, makaleleri yurt dışında farklı dillere çevrilmiş ve irşat faaliyetini sürdürmüş ilim erbabıydı.”
Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, konuşmasının devamında “Vefatından bu yana özellikle aşırı uç tartışmalarında oluşturulan korku ikliminde Mehmed Atıf Efendi’nin ilmi ve içtimai yönü bir şekilde karartılmış, böylesi önemli zatın layıkıyla anlaşılmasına mani olunmuştur. Bizler bu tartışmaların, karartmaların yüzeysel konuşmaların dışında İskilipli Mehmed Atıf Efendi’yi insani, ilmi ve içtimai yönleriyle daha yakından layıkıyla tanımak ve tanıtmak isteriz” ifadelerini kullandı.
Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın da Atıf Hoca’nın, döneminin ordinaryüs profesör derecesine sahip ilim insanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, böylesine önemli bir zatın daha iyi anlaşılması için Çorum’da bir işbirliği neticesinde bir sempozyum gerçekleştirildiğini söyledi.
Dr. Aşgın, Mehmed Atıf Efendi’nin şehadetine yürürken, “Elbet mahşerde bir gün zalimlerle hesaplaşacağız” dediğini belirterek, “Ama bugün bu sempozyumda arkamda bulunan kurum ve kuruluşların logosunun olması, bu hesaplaşmanın toplum düzeyinde, devlet düzeyinde ve sivil toplum düzeyinde ahirete bırakılmadığının göstergesidir” diye konuştu.
Çorum Valisi Mustafa Çiftçi de geçen sene İskilipli Atıf Efendi’yi anma programını İskilip’te gerçekleştirdiklerini anımsatarak, “Programa katılan Valimiz, Büyükşehir Belediye Başkanı, şimdi TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı olan Celalettin Güvenç, Mehmed Atıf Efendi ile ilgili sempozyum düzenlenmesini teklif etmesiyle, bu sempozyumu gerçekleştirme kararı aldık. Bu teklifi ilettiğim Belediye Başkanımız ve Hitit Üniversitesi Rektörümüz böyle bir etkinliğe destek vereceklerini bildirdiler. Böylece bir işbirliği içerisinde bu sempozyumu düzenledik” diye konuştu.
Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Vali Çiftçi, “Bu vesileyle son devrin din mazlumlarından merhum Atıf Hocamızı da rahmetle anıyor, sempozyumun başarılı geçmesini niyaz ediyorum” dedi.
27. Dönem TBMM Başkanı Kahraman: “Gerek İskilip Atıf Hoca’nın Gerek Diğerleri İçin İtibar İadesi Şarttır”
27. Dönem TBMM Başkanı İsmail Kahraman da İskilipli Mehmed Atıf Efendi’nin önemli ilim insanı olduğunu söyledi.
“İskilip Atıf Hocamızı anıyoruz, çünkü örnek hayat yaşamış, örnek ilim adamı, değerli insan” diyen Kahraman, “Kıymışlar, katletmişler. Neden? Şapkaya karşı çıktı diye. Ne zaman, kitabı yazmış? 1 yıl 4 ay evvel. Geçmişe kanunlar teşmil edilir mi? Edilemez” ifadesini kullandı.
Türkiye’de 398 mahkeme varken, İstiklal Mahkemeleri kurulduğunu, bu mahkemelere de Meclis’ten üye seçildiğini anlatan Kahraman, şöyle konuştu:
“İçlerinde yalnız 4 tane hukuk tahsilini yapmış var. 6 tane asker var. Asker ne anlar, asker vatan müdafaasında bulunur, orduyu idare eder. Mahkemede ne işi var? Mahkemede, 2 tane doktor var, 3 tane vali var. Velhasıl değişik mesleklerden insanlar, muhakeme ediyorlar. Muhakeme ettikleri insanların avukat tutma hakkı var mı? Yok. Müdafaa hakkı yok. Peki, ceza verildi 25 sene, 10 sene, kimisine kürek, kimisine dayak cezası, onları temyize götürmek var mı? Yok. Ölüm cezası veriliyor. İdam. Peki, temyizi var mı? Yok. İskilipli Atıf Hoca için de 13’ünde karar verdiler, ertesi gün astılar.”
“Tarih iyisi, kötüsüyle bizim tarihimizdir. Tarih ibret almak için vardır” ifadesini kullanan Kahraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarihimizin iyi yada kötü her tarafını bilmeliyiz tarih bir deniz feneridir bize istikameti gösterir. Tarih dünü öğrenirsiniz, bugünü değerlendirirsiniz, geleceği tahmin edersiniz çok elzemdir ama tarih hakikatiyle anılmalı yani resmi tarih ve gerçek tarih diye bir ikilem var bu olmamalı. Tarih tekerrürden ibarettir diye bir söz var. Hiç ibret alınsaydı tarih, tekerrür eder miydi? İbret alınmalı, pardon denilmeli, ‘kusura bakmayın. Evet, o günün şartlarında böyle hal yapılmış, hukuka uygun değil’ denilmesi lazım. Böylece de iade-i itibar lazım. Gerek İskilip Atıf Hoca’nın gerek diğerleri için itibar iadesi şarttır.”
27. Dönem TBMM Başkanı Kahraman, adaletin olduğu ülkede istikbalin de olacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Hazreti Ömer, ‘adalet mülkün temelidir’ diyor. Harika ve gerçek bir söz. Osmanlı adalete riayet etiği müddetçe büyüktü. Adalette sapma oldu, çöküşe geçtik. Kendi hukukumuzu bıraktık Fransız hukukunu aldık. Fransız usulü mahkemeler kurduk. Kilit taşını çekerseniz o bina çöker. Adalet öyledir. Amerika Kongresi’nde 16 kanun adamının rölyefi var. Bir tanesi de sarıklı sakallı. O Osmanlı. O benim dedem. Onun adı Kanuni Sultan Süleyman. Neden Kanuni? Çok kanun çıkardığı için mi? Öyle değil. Yaptığı bütün icraat, kanuna uygun olduğu için. Şeyhülislamın fetvasına uygun oldu için.”
Açılış konuşmasının ardından, Mehmed Atıf Efendi’nin hayatı ve kişiliğinin ele alındığı sempozyumun birinci oturumu düzenlendi. Prof. Dr. Mehmed Azimli’nin başkanlığında düzenlenen birinci oturumda, Doç. Dr. Zekeriya Işık, “İskilipli Mehmed Atıf Efendi’nin Hayatı” konulu sunum yaparken, Dr. Öğretim Üyesi Hasan Ali Polat “II. Meşruiyet Dönemi Sürgünleri”, Prof. Dr. Ahmet Yaramış, “1. Dünya Savaşı Yıllarında İskilipli Mehmed Atıf Efendi”, Salim Uslu da “Mehmed Atıf Efendi’nin Siyasi Kişiliği” başlıklı konuşma yaptı.
Öğleden sonra da ikinci oturumu düzenlenen sempozyumda ise İskilipli Mehmed Atıf Efendi’nin ilmi yönü değerlendirildi. Prof. Dr. Ahmet Yaramış’ın başkanlığında yapılan ikinci oturumda, Prof. Dr. Mehmed İpşirli, “Osmanlı Ulema Geleneğinde İskilipli Mehmed Atıf Efendi’nin Önemi ve Yeri”, Doç. Dr. Yakup Kaya “İskilipli Mehmed Atıf Efendi’nin ‘Frenk Mukallitliği ve Şapka’ Adlı Eserin Tahlili ve Yansımaları”, Prof. Dr. Abdullah Çolak ise “Bir İslam Hukukçusu Olarak İskilipli Mehmed Atıf Efendi” başlıklı sunum yaptı.
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş: “Atıf Hoca, Bir Siyasi Tartışmanı Tarafı Olmamalıdır”
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da Çorum Devlet Tiyatro Salonu’nda düzenlenen sempozyumun üçüncü oturumuna katıldı. Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, bu sempozyumla Atıf Hoca’nın Çorum ölçeğinde bir seviyeye taşındığını belirterek, bundan sonraki yıllarda, Türkiye ölçeğinde, şahsiyeti, kimliği ve kişiliği üzerinden tanıtıcı çalışmalar yapılması temennisinde bulundu.
Sempozyumda, Mehmed Atıf Efendi’nin ilmi ve içtimai yönlerinin ele alındığına işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Bu sempozyumun şöyle bir önemi var; Atıf Hoca ile ilgili tartışmaları, konuşmaları, siyasi tartışmaların zemininden çıkarmış oluyor. İlmi ve içtimai yönleriyle Atıf Efendi ya da bilim adamı olarak Atıf Efendi, incelenmeli. Ama Atıf Hoca bir siyasi tartışmanın tarafı olmamalıdır. Bizim temel meselemiz hakkın, hakikatin ortaya çıkarılmasıdır. Yoksa geçmişte kalmış, şehit olmuş birinin üzerinden siyasi tartışmayı asla doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum.”
Türkiye’nin modernleşmesinin dünyadaki en problemli modernleşme olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Biz modernleşmeyi şekil şartlarından ibaret kabul ettik. Zaten Atıf Hoca’nın başına şapkayla ilgili konudan dolayı böyle bir hadisenin gelmesi de Türk modernleşmesinin ne kadar sakat ve ne kadar problemli olduğunu göstergesidir. Mesela bugünkü Türkçe lisanımızda bile kullanırız; Hanımefendi çok modern bir kıyafet giyiyor. Beyefendinin çok modern kıyafeti var. Falanca işadamının ofisi çok modern döşenmiş. Modernlik, kıyafetle, şekille ilgili bir şey değildir ki, modernlik bir zihniyettir, bir düşüncedir, bir paradigmadır ama maalesef Türkiye’de modernleşme, taklitçilik olarak kabul edildiği için Frenk’te ne varsa onu alırsak adam oluruz zannedilmiştir. Aynı dönemde modernleşen başka topluluklar da var. Çok doğuda olan ülke Japonya modernleşmede fevkalade başarılı olmuştur. Batıdan ilmini, fennini almış, ama onun kültünü, kıyafetini, müziğini, çalgısını almamıştır.”
Prof. Dr. Kurtulmuş, Osmanlı Devleti’nin son dönemin aydınlarından Şehbenderzade Filibeli’nin Türk modernleşmesiyle yaptığı değerlendirmeyi anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şehbenderzade der ki ‘aramızda İtalyan gibi sanat eserlerini izleyenlerimiz var. Fransız gibi şarap içenimiz var. Bir İngiliz gibi raks edenimiz var ama bir uçak mühendisimiz, köprü yapacak mühendisimiz yok.’ İşte Türk modernleşmesinin en temel problemlerinden birisi budur. Bakın o dönemdeki zihniyet neyse, o günkü şapka üzerinden konuşulan neyse, 28 Şubat’taki başörtüsü yasağı aynı şeydir ya da o zaman ki medreseler üzerindeki baskı neyse, 28 Şubat’ta, 12 Eylül’de imam hatipler üzerindeki baskı aynı şeydir.”
Sempozyumda, daha sonra Prof. Dr. Ahmet İşpirli’nin yönetiminde düzenlenen “İçtimai Yönleriyle İskilipli Mehmed Atıf Efendi” konulu üçüncü oturum kapsamında, Prof. Dr. Abdulhekim Koçin, ‘İstiklal Mahkemelerinin Kuruluş Amaçları ve İşleyiş Biçimleri”, Prof. Dr. Caner Arabacı, “İstiklal Mahkemelerinin Modernleşme Sürecindeki Rolü”, Araştırmacı yazar Ethem Erkoç, “İskilipli Mehmed Atıf Efendi’nin Savunmaları”, Dr. Mehmed Sılay İskilipli “Mehmed Atıf Efendi’nin Kabrinin Tespiti ve Bu Konuda Yapılan Çalışmalar” başlıklı sunum yaptı.
İki gün süren sempozyum programının son gününde ise Mehmed Atıf Efendi, İskilip ilçesinde bulunan kabri ziyaret edilerek dualarla anıldı. İskilipli Alimler Müzesi ziyaretiyle devam eden sempozyum programı, kapanış konuşmalarıyla sona erdi.