Yayınlanma Tarihi: 09 Kasım 2021 Salı

Madencilik Sektörü Temsilcilerine İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Verildi

Hitit Üniversitesi’nin yürütücülüğünde, iş sağlığı ve güvenliği alanında bilgi eksikliklerinden kaynaklanabilecek olası kazaların önüne geçilmesi amacıyla başlatılan “İnsana Yakışır Hayat İçin İnsana Yaraşır İş Projesi” kapsamında Çorum, Amasya ve Yozgat bölgesindeki madencilik sektörü temsilcilerine yönelik “iş sağlığı ve güvenliği” konusuyla ilgili eğitim programı düzenlendi.

Amasya’da, Fimar Otel’de düzenlenen eğitim programının açılışına, Rektörümüz Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Cafer Uzunkaya ile Çorum, Amasya ve Yozgat’ta madencilik alanında faaliyet gösteren firmaların temsilcileri katıldı.

Rektörümüz Prof. Dr. Öztürk, programın açılışında yaptığı konuşmada, Hitit Üniversitesi olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli bir projeyi hayata geçirmekten duydukları memnuniyeti ifade etti.

İş sağlığı ve güvenliği konusunun, Avrupa Birliği müktesebatı kapsamında uyum sürecinin gereği olarak değil de yükselen ülkede yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi amacıyla ele alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:

“Anadolu irfanından gelen, kendi geleneklerimizden gelen adalet, eşitlik, hakkaniyet ve insaniyet üzerine kurulmuş bakış açısıyla ele aldığımızda, ister işveren, ister çalışan, isterseniz iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olalım rollerimiz aynı. Roller eşit. Hakkaniyetli davranmakta roller aynı. Dolayısıyla nasıl yapılır diye bakıldığında, zamanın ruhuna uygun hareket etmemiz gerekiyor. Bunları bize satan Avrupa Birliği ülkelerinin çoğu, 1800’lü yıllarda çocuk işçilerine, 6-7 yaşında çocuk işçilerine elleriyle madenleri kazdırırken, insan kanı ve teri üzerine kurulmuş o büyük gelişmeyi sağlayarak, sonra da emperyalist daha sonra da biliyorsunuz kapitalist sistemin temellerini attılar. Şimdi de döndüler, bize yeşil ekonomi ve insana yakışan iş, bunları satıyorlar. Bu konuları dikkate alırken zamanın ruhuna uygun hareket etmek gerekiyor. Bunların hesabını sorar türden değil aslında bunları yaparken, o tarihi, o geçmişi, o bağlantıyı bilerek bir yerden olması gerekeni yapmaya devam etmemiz gerekiyor.”

Ülkelerin yasal çerçevesine göre, üç erkten biri olan yasamayı bağlayan en üst düzey yasal mevzuatın uluslararası anlaşmalar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Öztürk, “Eğer bağımsız bir ülke, uluslararası anlaşmaya imza attıysa belirli yükümlüklerin de altına imza atmış demektir. Şu anda sizler aynı zamanda uluslararası düzeyde pazara da hitap ediyorsunuz. Bu çerçevede faaliyetleriniz uluslararası düzene ve sisteme oturmak zorunda” şeklinde konuştu.

“İnsana yakışır işveren olmak istiyorsanız, işçinize insana yakışır şekilde muamelede bulunmanız gerekiyor”

Her dönemin kendi çekim alanı bulunduğunu, dünyanın buharlı makinelerden geldiği noktaya bakıldığında değişmeyen tek şeyin insan unsuru olduğunu dile getiren Prof. Dr. Öztürk, şöyle devam etti:

“1800’lü yıllarda çocukları çalıştıran insan ile 2020 yılında bize bunları satan Avrupa arasında çok fark olduğunu düşünmüyorum. Bu topraklarda 1800’lerde de insana insan gibi davranılıyordu, 2020’de de böyle davranılır. Özellikle Z kuşağında, ‘mış gibi yapanlar’ yapamayacak. Gerçekten değer verenlerle yükselen ekonomiler bir yere gelecek. Bu tür çalıştaylarda sanki bize bazı mevzuatlar değişmiş, o anlatılıyor. Neden?  ‘Biz bunu yapmak zorundayız, yoksa malı satamıyoruz, bize ruhsat verilmiyor.’ Eğer böyle bakıyorsak bizim burada rekabet ortamında şimdiden kaybettiğimizi söyleyebiliriz. İnsan onuruna yakışan bir sistemin parçası olarak kaliteyi getirecek şekilde hareket etmeliyiz. Değer veren, değer bulur. İnsana yakışır bir işveren olmak istiyorsanız, muamele görmek istiyorsunuz işçinize insana yakışır şekilde muamelede bulunmanız gerekiyor.”

“İlimize, bölgemize ve ülkemize katma değer sağlayacak çalışmalar yapmayı gerçek manada önemsiyoruz”

Üniversitelerin eğitim-öğretim faaliyetlerinin dışında araştırma, geliştirme ve topluma hizmet noktasında yaptığı çalışmalarla bulunduğu şehrin, hatta bölgenin her anlamda gelişmesine katkı sağlaması gerektiğine inandığını ifade eden Rektör Prof. Dr. Öztürk, “Öyle ki üniversitelerin bulundukları topluma katkı sunmaları artık günümüzde üçüncü nesil üniversite olma yolunda büyük önem arz etmektedir. Hitit Üniversitesi olarak ilimize, bölgemize ve ülkemize katma değer sağlayacak çalışmalar yapmayı gerçek manada önemsiyoruz. Bu bağlamda sahip olduğumuz tüm bilgi ve birikimlerle ülkemizin her bir ferdine dokunmak, fayda sağlamak en büyük hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Üniversitemiz, tecrübeli akademik personeli aracılığıyla topluma hizmet noktasına önemli projeler gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmeye de devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Cafer Uzun Kaya da “İnsana Yakışır Hayat İçin İnsana Yaraşır İş Projesi”nin yüzlerce proje arasından seçildiğine işaret ederek, projeyi hayata geçiren Hitit Üniversitesi personeline teşekkür etti.

Söz konusu proje kapsamında, madencilik alanında iş kazaları ve işle ilgili hastalıkları önlemek adına kapsayıcı bir çalışma yürütüldüğünü kaydeden Uzunkaya, şöyle konuştu:

“İş sağlığı ve güvenliği konusu, ülkemizin en önemli meselelerinden biri. Malum son 2 yılda Covid-19’dan dolayı dünyada 5 milyon insan hayatını kaybetti ve dünya alarma geçti oysa her yıl dünyada 3 milyona yakın insan iş kazaları nedeniyle hayatını kaybediyor. Dolayısıyla böylesine önemli bir hususta, hafta sonu demeden sorumluluk alan tüm paydaşları canı gönülden tebrik ediyorum. Yönetim sistemlerinin inşa edilmesi son derece önemli. Kömür madenlerinde böyle bir konseptin oluşturulacağına inancım tamdır. Farkındalık ve görünürlüğü artıran eylemler, toplantılar, bu açıdan önem ifade ediyor. Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği konusunda sonuç alacaksak 83 milyonun işin içinde olması lazım. İş sağlığı ve güvenliği tedbirler almakla üstesinden gelinecek bir hadise değil. Bu iklimin ve kültürünün inşası esastır.  Bu proje buna hizmet edecek projedir.”


HIZLI ERİŞİM

Instagram Twitter Facebook Youtube