Çorum Belediyesi ve Hitit Üniversitesi arasında gerçekleştirilen, “Çorum İçin Bir Projem Var” protokolü kapsamında, Hitit Üniversitesi Öğr. Gör. Dr. Hakan Apaydın tarafından, “Meşhur Çorum Leblebisinde Farklı Kavurma Koşullarında Oluşan Fiziksel ve Kimyasal Değişimlerin Belirlenmesi” konulu araştırma yapıldı.
Araştırma kapsamında, Çorum’da birçok farklı noktada satışa sunulan leblebiler toplanarak, mercek altına alındı. Lazer-İndüklü Plazma Spektroskopisi cihazıyla incelenen leblebinin mineral içeriği belirlenerek, emilimine bakıldı. Mineral içeriğinin belirlenmesine yönelik kapsamlı değerlendirmenin yapıldığı çalışmada, leblebiden emilen mineral miktarının günlük ihtiyaç duyulan mineral miktarının ne kadarını karşıladığı analiz edildi. Yaklaşık 150 gram leblebi tüketilmesi halinde, yüksek protein içeriği ile beraber günlük mineral ihtiyacının önemli kısmını karşılayacak düzeyde mineral içerdiği belirlendi. Daha önce yapılan araştırma sonuçları baz alınarak yapılan karşılaştırmada, Çorum leblebisinin mineral emilim düzeyinin birçok kuruyemişden daha yüksek olduğu ortaya çıktı.
Öğr. Gör. Dr. Hakan Apaydın, araştırma sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, Çorum leblebisinin yüksek protein içeriğinin yanı sıra, önemli düzeyde mineral içerdiğini, Çorum leblebisinin yüksek mineral emilimi sayesinde sporcular için bile günlük mineral ihtiyacının giderilmesine önemli katkı sağlayacağını belirtti.
Leblebideki mineral emiliminin daha yüksek olmasının, kolay sindirilebilir olmasından kaynaklandığını belirten Dr. Apaydın, “Çorum leblebisi kolay sindirilebilir bir besin. Bu yönü ile birçok kuruyemişden daha besleyici olabileceğini söyleyebiliriz” ifadesini kullandı.
Çorum leblebisi, DSÖ sınır değerlerine de uyuyor
Çalışma kapsamında, Çorum leblebisinin içeriğindeki kanserojen bileşiklerden aflatoksin ve akrilamid oranlarının da incelendiğini belirten Dr. Apaydın, şunları kaydetti:
“Yanlış depolama koşullarında oluşan kanserojen bir bileşik olarak aflatoksin leblebide hiç rastlamadık. Bu veri, Çorum leblebisinin uygun depolama koşullarında muhafaza edilerek son tüketiciye ulaştırıldığını ortaya koymaktadır. Ayrıca yine kavurma işlemi esnasında ortaya çıkan akrilamid varlığıyla ilgili yaptığımız inceleme de geleneksel Çorum leblebisi üretim sürecinin, akrilamid oluşumu yönünden, Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği sınır değerine uyduğu, bu bileşiğin insan sağlığına zarar verecek düzeye ulaşmadığı belirlendi. Ayrıca Çorum leblebisinin kurşun ve kadmiyum gibi ağır metalleri içermediği belirlenmiştir.”
“Obezite ile mücadelede leblebiyi alternatif atıştırmalık olarak öneriyoruz”
Atıştırmalık ürünlerin öneminin artık günümüzde giderek arttığına işaret eden Dr. Apaydın, sözlerini şöyle tamamladı:
“Son yıllarda artan atıştırmalık tüketimi göz önüne alındığında, besin değeri yüksek olan leblebinin tüketici beğenisine sunulurken yüksek kalitede olması oldukça önemlidir. Tüketicilere atıştırmalıklardan uzak durun demek yerine leblebi gibi besleyici atıştırmalıklara yönlendirmek toplum sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü yayınladığı raporda aşırı kilo ve obezite ile mücadelede meyve, sebze, baklagiller, kepekli tahılların yanı sıra özellikle kuruyemiş tüketiminin artırılmasının önemine değinmiştir Bizim araştırmamızın sonuçlarından yola çıkarak, obezite ile mücadelede leblebiyi alternatif atıştırmalık olarak öneriyoruz. Mineral emiliminin yüksek olması, besleyici özelliği ve içerdiği bileşikler bakımından ele alındığında sınır değerlere uyduğunu gördüğümüz Çorum leblebisinin günlük atıştırmalık besin olması gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.”